Serhan Aktunç sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Öncelikle bana ve partime oy veren, gece gündüz yanımda olup, köy köy, şehir şehir dolaşıp, ellerinden telefonu düşürmeyip, abim, ablam, kardeşim, buna da git, bunu da ara diyen, tüm dostlarıma, arkadaşlarıma ve partililerime çok ama çok teşekkür ederim” dedi.
Aktunç yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi;
“”Öncelikle bana ve partime oy veren, gece gündüz yanımda olup, köy köy, şehir şehir dolaşıp, ellerinden telefonu düşürmeyip, abim, ablam, kardeşim, buna da git, bunu da ara diyen, tüm dostlarıma, arkadaşlarıma ve partililerime çok ama çok teşekkür ederim.
Büyük kampanya bütçeleri ile değil, hep dediğim gibi Halkın arasında olmaya çalışarak bu kampanyayı yürüttüm. O kadar güzel insanlar gördüm ki, saf ve temiz, bir o kadar da adi ve yalancılar da oldu yanımda.
Yüzünüze başka, arkanızdan başka konuşanlar da oldu, sırf ben “olmazsam olmaz” sırf birilerine hesap sormak, benim üzerimden birilerini dövmeye çalışanlar da oldu.
Bunun üzerinden de, partiye ceza kesmeye çalıştılar.
Bunlar bizim görmemiz ve hesap sormamız gereken şeyler. Başkanımız Fikri Ataoğlu, bu dönemde, bu liderliği gösterip gerekeni yapacağından da eminim. En yukarıdan, en alta kadar, bu seçim döneminde, kimlerin bizim yanımızda olduğunu, kimlerin de kılını kıpırdatmadığını parti içinde de herkes gördü, bunlara da gereken cevaplar verilmelidir.
Bu konuda daha söyleyecek çok şey var ama bunu biz Demokrat Parti ailesi içinde, kendi içimizde çözeceğiz, “kol kırılır yen içinde kalır” Sosyal Medya bunların çözüm yeri değildir.
Özeleştiri de yapmak gerek hem de büyük özeleştiriler.
Bu özeleştirilerden birincisini Demokrat Parti üzerinden, partim üzerinden yapmamız gerek. İlk önce parti politikası ve partimize oy veren ve vermeyenlerin iyice analiz edilmesi gerek. 1992 yılında kurulduğunda, nasıl bir siyaset izliyordu, 15-16 vekilden 3 vekile düşen, seçmen ve üye yapısının nasıl değiştiğini iyice inceleyip, sandığa gitmeyen, siyasetten soğuyan kesime neden Alternatif olamadığını çok detaylı bir şekilde düşünmeliyiz. Vitrine çıkarabileceği, Merkeze hitap eden, yeni yüzler partinin yönetimine alınmalı. Tam da bu noktada, esas sorulması gereken soru, bu yeni yüzler, bu vizyoner insanlar, Merkeze hitap edip, partinin yeni vitrini olabilecek kişiler, “neden Demokrat Partiye gelsin?” Buna hep beraber oturup, şapkamızı da önümüze koyup cevap bulmalıyız. Bu sorunun cevabı, Demokrat Partinin geleceği için hayati önem arz etmektedir, çünkü Demokrat Parti, Kıbrıs Türk siyasetinde olmalıdır.
Toplum olarak da özeleştiri yapmamız gerek, hayal kırıklıkları, önyargılar, alışılmış çaresizlikler olabilir, artık kavga etmenin değil, Toplumsal Uzlaşıyı yapabilecek, ortak akıl ile hareket edebilecek, Doğanın boşluk kabul etmediği gerçeği ile, bizim yönetmemiz gerektiğini anlayıp, bunu yapabilecek kişileri ve bunu sağlayabilecek partileri seçmesi gerektiğini düşünmesi gerek.
Bir de Halkımızın artık biraz insaflı olması, tüm siyasetçileri aynı kefeye koymaması gerek. Siyasetçilerin de aileleri var, çocukları var, o kadar kötü, o kadar yanlış yakıştırmalar yapılıyor ki, ülkede siyaset yapmak isteyen insan kalmayacak, o zaman da, o halkımızın eleştirdiği, gerçekten açığı olan kişiler bizleri yönetecek.
Ben Serhan Aktunç olarak, partim Demokrat parti, toplumuz da, bu sonuçları çok iyi incelemeliyiz, tekrardan bana oy veren herkese çok teşekkür ederim, seçim boyunca söylediklerimin arkasında olmaya devam edeceğim, sizden biri olarak Kıbrıs Türk halkının Özde olması için elimden geleni yapmaya devam edeceğim.
Bazıları gibi Sözde değil Özde halkımızın yanında olacağım.”
