



Akran zorbalığında son zamanlarda artış yaşanıyor. Prof. Dr. Neslihan İnal, akran zorbalığının altındaki nedenleri ve nasıl davranılması gerektiğini anlattı: “Kendinden zayıf olanları seçiyorlar. Zorbalığa uğrayan çocuklar içe kapanır. Çözüm cezada değil, eğitimde.”
OKULLARDA çocuklar ve gençler arasındaki şiddet olayları günden güne çoğalırken zorbalığın dozu da giderek artıyor. Bu artışın gözle görülür hale gelmesinde sosyal medya paylaşımları önemli rol oynuyor. Uzmanlara göre çocuklar akranlarına zorbalık ve şiddet uygulayıp bunu geniş kitlelere yaymayı ‘güç ispatı’ olarak görüyor.
‘DEPRESİF OLUR VE İÇE KAPANIR’
“Çocuklar ve ergenler arasında akran zorbalığı ve şiddetinin çok arttığını gözlemliyoruz. Zorba çocuklar; sosyal kaygıları olan, içe kapanık, özel gereksinimli, başarısız ya da çok başarılı çocukları hedef alır. Yani kolay hükmedebilecekleri, haklarını savunamayacak kişileri potansiyel kurban olarak görürler. Zorbalığa uğrayan çocuklar bunu aileleriyle paylaşmaya çekinebilir. Aileler bu durumu kolayca anlayabilir. Bu çocuklar depresif olur ve içe kapanır. Okula gitmek istememek ve eğitimle bağını kesmeye çabalamak en yaygın belirtiler arasındadır. Çocuğu ‘niye dayak yedin, kendini koruyamadın mı’ diyerek yargılamak yaygın aile davranışlarından ancak bunu yapmamak gerekir. Çünkü bu tavır da şiddeti meşrulartırır. Bunun yerine karşı tarafın yanlış hareketi üzerinden ‘Sen bir haksızlığa uğradın ve hakkını doğru şekilde aramalısın’ diyerek öğretmenleriyle konuşmak ve şikâyetçi olmak gerekir. Zorbalık mağduru çocuklar ailerinden alacakları güç ile bununla baş edebilir.
Prof. Dr. Neslihan İnal
‘ÇÖZÜM CEZADA DEĞİL EĞİTİMDE’
Çözümün disiplin ve cezaya yönelik uygulamalarda değil eğitim faaliyetlerinde aranması gerekir. Sert cezalar ters etki yaratabilir ve eğitimden kopmalara neden olabilir. Çocukların rehabilite edilmelerine yönelik çalışmalar ön plana çıkmalı ve ceza verilecekse sosyal yardım cezaları düşünülmeli. Örneğin, zorbalık yapan bir çocuğun yaşlılara yardım etmesi uygun olur. Burada rehber öğretmenlere büyük görev düşüyor. Toplum ruh sağlığı politikalarının da devreye girmesi gerekir.