Siyasal İletişim Uzmanı Özdemir Tokel, hükümetin nisap sorunu yaşamadığını ve 2027 yılına kadar iktidarda kalma şansı olduğuna değindi ve ekledi
Siyasal İletişim Uzmanı Özdemir Tokel, Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay’ın istifasının ardından gidilecek ara seçim ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bir yılını yeni doldurmuş bir hükümetin erken seçime gitmesini beklemeyi hayalcilik olarak niteleyen Tokel, Meclis’te nisap sorunu yaşamayan bir hükümet olduğunu ve seçimin normal şartlarda 2027 yılında yapılacağını vurguladı.
Siyasi partiler açısında bu ara seçimin oldukça önemli olduğuna değinen Tokel, “Bu seçim ülkede bir şey değiştirmez gibi düşündürebilir. Ama her seçim gerek algısal, gerek olgusal dönüşümlere neden olur. Mesela beklediği sonuçları elde edememiş küçük partiler kendi oylarını yükseltme noktasında fırsat yakalarsa ara seçimde olası bir erken seçim için motive olur. UBP ise 24 vekili 25 vekile çıkarma noktasında elini güçlendirme şansına sahip olabilir. CTP’nin kazanması durumunda algısal noktada ciddi bir avantaj sağlamış olur” ifadelerine yer verdi.
Siyasal İletişim Uzmanı Özdemir Tokel, kendisine sorulan soruları yanıtladı.
30 ile 50 milyon arası bir harcama
Seçim sisteminin değişmesi sonrasında bir milletvekilinin istifası için ülke genelinde seçimin şart olduğuna değinen Tokel, “Eskiden ilçeler vardı, bir kişi eksildiğinde o ilçede seçim yapılırdı. Şimdi ülke genelinde.. Şimdi 30 ila 50 milyon TL arasında bir masraftan bahsediyoruz. Buna partilerin ortaya koyacağı kampanya harcamaları dâhil değil. Bu seçimle alakalı çok ciddi bir meblağ var ortada” diye konuştu.
Bu paranın harcanacağına değer mi değmez mi diye bir tartışma başladığını söyleyen Tokel, “Bir grup ise bunu erken seçime çevirme telaşı yaşadı. Ama 2027 yılındadır genel seçim. Hükümetler belirli projeler yapar, bildirgelerindeki icraatlarını yapmak isterler. 3’üncü ve 4’üncü yıl işlerin tamamlanma aşamasıdır. Daha 1’inci yılı dolmuş bir hükümetin erken seçim ilan etmesini beklemek hayalciliktir” dedi.
Partilerin avantajlı olmadığı bir seçim
Özdemir Tokel, sözlerine şöyle devam etti:
“İktidar avantajlı pozisyondaysa seçim tarihini beklemeden erken seçime gidebilir. Daha önce bunu yaşadık. Ama şu anda gerek nisap olarak bir kilitlenmesi durumu yok. İktidar istediği yasaları Meclis’ten geçirebiliyor. Ana muhalefet ve dışarıdaki diğer partilerin pozisyonlarını güçlendirme aşamasında erken seçim çağırması siyaseten gayet normaldir. Dışarıda kalan partiler süreci boykot etme telaşı içerisindeyken, içerideki partiler de aday bulma sürecine girmiştir. Ali Başman, Serhan Aktunç gibi. CTP ve YDP de aday çıkaracaktır. Tabi partilerin seçim sisteminden kaynaklı avantajlarının olmadığı bir seçim bu. O nedenle bağımsız adaylar da çıkacaktır. Henüz remi açıklama yapılmasa da UBP’de Ali Başman, DP’de Serhan Aktunç isimleri değişmez diye düşünüyorum. CTP ve YDP de aday gösterecektir. TDP aday gösterir mi bilemiyorum. HP zaten kendi boşalttığı koltukla alakalı aday göstermeyecektir diye düşünüyorum.”
“CTP hiç konuşulmayan bir ismi aday gösterebilir”
Tokel, UBP ve CTP’nin aday belirleme tavrına ilişkin de şunları söyledi:
“UBP’de bir hedefe varmak için adınızın çokça fazla konuşulması ve tartışılması gerekir. Bu UBP’nin geleneksel tarzıdır. CTP’de durum bunun tam terstir, bir meselede adınız ne kadar çok tartışılırsa o hedefe ulaşmanız o kadar zorlaşır. Bu noktada CTP’nin konuşulan isimlerinin aksine ismi hiç konuşulmayan bir ismi aday göstermesi başkalarını şaşırtabilir ama beni şaşırtmazdı. Bekleyin görmek lazım.”
“Hafif alınacak bir seçim değil”
Özdemir Tokel, Ülkede bir şey değiştirmez gibi düşündürebilir. Ama her seçim gerek algısal gerek olgusal dönüşümlere neden olur” diye konuştu. Bunla ilgili örnek veren Tokel, “ Mesela beklediği sonuçları elde edememiş partiler kendi oylarını yükseltme noktasında fırsat doğurur ara seçim ve olası bir erken seçime hazırlıklı olur. UBP ise 34 vekili 35 vekile çıkarma noktasında elini güçlendirme şansına sahiptir. CTP’nin kazanması durumunda algısal noktada ciddi bir avantaj sağlar. O nedenle partiler açısından hafife alınacak bir seçim değildir bu seçim” ifadelerine yer verdi.