Halkın Partisi Milletvekili Jale Refik Rogers, dünyada mutant varyantların hızla yayılmasının pandemi denkleminin içine yeni bir faktör daha eklediğini ifade etti; “Ülke olarak odaklanmamız gereken konu, kapanmadan sürdürülebilir ve kontrollü bir açılımın nasıl olacağıdır” dedi.
Aşıların bazılarının mutantlara karşı daha az etkili olduğu ile ilgili bazı bilgiler gelmeye başladığının altını çizen Rogers, şu sözlerle açıklamasını sürdürdü: “Toplum bağışıklığı hedefiyle aşılanmanın devam ettiği, aşıların etkinliği ve bulaş üzerindeki etkisi ile ilgili bilgilerin sürekli güncellendiği bu süreç içerisinde ülke olarak odaklanmamız gereken, kapanmadan sürdürülebilir ve kontrollü bir açılım nasıl sağlayabiliriz?
Bu sorunun cevabı verilirse hem sağlık açısından hem de ekonomi açısından çok daha iyi bir noktada olabileceğiz. ‘Bugün vaka sayıları çok arttı, kapanalım; vaka sayıları düştü açılalım, hiçbir şey yokmuş gibi hayatımıza devam edelim. Sonra vakalar artınca yine kapanalım’ tarzı bir yönetim ne psikolojik açıdan ne de ekonomik anlamda sürdürülebilirdir. Bizim, önlemlerimizi alarak bu salgınla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Restoranlarda, okullarda, iş yerlerinde, ülkeye girişlerde hangi şartları koymalıyız ki, ekonomik hayat devam edebilsin? Hükümet edenlerin hedefi bu olmalı, kriterler net olarak oluşturulmalı ve açılım sürecinde denetim mekanizmalarının etkin bir şekilde işletilerek halkın ve işletmelerin konulan kurallara uyması denetlenmeli.”
“POZİTİF VAKA SAYISI GİBİ VARYANT SAYILARI DA AYRICA TAKİP EDİLMELİDİR”
Ülkemizde mutant varyant konusunun üzerinde yeterince durulmadığını, öneminin ve ciddiyetinin yeterince anlaşılmadığını düşündüğünü aktaran Jale Refik Rogers, mutant varyantın küçümsenemeyecek bir konu olduğunu anlattı: “Birçok Avrupa ülkesinde görüldü ki; ülke genelindeki vaka sayıları düşerken varyant sayıları artabiliyor. Bu da demek ki vaka sayılarının düşmesi varyantı kontrol altına almak anlamına gelmiyor. Bizim bundan sonraki süreçte bir yandan genel pozitif vaka sayılarını, bir yandan da varyant sayılarını takip etmemiz gerekiyor ki varyant artışını kontrol altına alabilelim. Bunu da doğru yöntemle yapmamız gerekiyor.
Ülkemizde hangi varyantların mevcut olduğu sorusunun net cevabını şu anda bilmiyoruz. İngiltere varyantıyla ilgili bazı PCR çalışmaları yapıldı, ancak salgının yayılma hızını artıran diğer iki varyant, Güney Afrika ve Brezilya varyantları, ile ilgili çalışma yapılmadı. Virüsün tüm RNA’sını (genetik kodunu) belli bir vaka sayısında inceleyerek hangi varyantların ülkemizde bulunduğunu saptamalıyız. İlerleyen günlerde birçok üniversite öğrencisinin ülkemize gelmesi planlanıyor hem eğitim kalitesi hem de ekonomik açıdan bu önemlidir.
Ancak, uçuşlar artırılırken, ülkeye gelecek farklı mutant varyantların takibinin de yapılması önemli olacaktır. Devlet sekans analizini burada kapasitesini genişlettiği Genetik laboratuvarlarında yapabilir, üniversitelerle iş birliğiyle de yapabilir ya da Türkiye’ye göndermeyi de seçebilir. Ancak her ne yapacaksa ivedilikle karar vermelidir. Koronavirüs ve benzeri salgınların uzun süre bizlerle olacağı göz önünde bulundurularak, bu kapasitenin ülkemizde oluşturulmasının önemli olduğunu düşünüyorum.”
“KRİZ YÖNETİMİNİN EN ÖNEMLİ UNSURU TOPLUMA GÜVEN VEREBİLMEKTİR”
Ekonomik açıdan Covid19’un zorlu bir süreç olduğunu, bu nedenle hükümetin bir şeyler söyleme ihtiyacı duyduğunu söyleyen Rogers, ortaya verilere dayanmayan tarihler atmanın, tutulamayacak sözler vermenin kimseye yararı olmayacağını belirtti. Yeni hükümetin yaşadığı en büyük sıkıntının güven verememek olduğuna işaret eden HP Milletvekili hükümeti aşı programının belli olmaması ve bilimsel verilere dayanmayan hedefler ortaya koyması nedeniyle eleştirdi: “Hükümet edenlere güvenemiyorsanız, devletinizin sizi koruduğunu hissedemiyorsanız bu kaosa yol açar. Kriz yönetiminin en önemli unsurlarından biri güven verebilmektir. Bu açıdan son aylarda yaşananlar üzüntü vericidir. Şimdi verilen tarihler de yeni tartışmaların kapısını araladı.
“HALKA YALANCI ÖZGÜVEN AŞILANMAMALI”
Aşılanmanın başlamış olması olumlu bir adımdır. Ancak aşılanan kişi sayısının nisan ayına kadar nereye varacağı öngörülemiyor. Muhalefet olarak hükümetten mart ve nisan ayılarında aşılanacak kişi sayısına dair bir bilgi duyamadık. Ülkeye gelen aşı sayılarından nisan ayına kadar toplum bağışıklığına ulaşmak pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla toplum bağışıklığı olmadan nisan ayındaki açılımla ilgili konuşmak çok akılcı değildir. Aşının bizim hastalığı bulaştırmamızı engelleyip engellemediği yönünde veriler hala netleşmiş değil. Aşı hastalığın etkilerini azaltıyor, bunu biliyoruz ancak şimdilik aşılanan kişiler de pozitifleşebilir ve hastalığı bulaştırabilir gibi görünüyor .
Net resmi görmek için biraz daha zamana ihtiyaç vardır. Hükümet edenlerin konuşurken çok daha temkinli olması gerekiyor. Aşıyla ilgili halka yalancı özgüven aşılanmaması da çok önemli. Çünkü, aşılanan kişilerde ancak ikinci dozdan sonra kalıcı bağışıklığın ne kadar oluştuğu belli oluyor. ‘Aşı oldum, maskesiz dolaşayım, ülkeye isteyen gelsin’ gibi bir tavır bilimsel değildir. Bu noktada da toplumu bilinçlendirmek önemli.”