Eski kıdemli yargıç, TDP PM üyesi ve hukukçu Tacan Reynar, “Kıbrıslı Türklerin iradesine rağmen politika üretmek mümkün değil” açıklamasını yaptı.
Eski kıdemli yargıç, TDP PM üyesi ve hukukçu Tacan Reynar, gazeteci Meltem Sakin’in Mayıs TV’de hazırlayıp sunduğu “Mayıs Manşet” programına konuk oldu. Reynar, Kıbrıs sorunu, Türkiye–KKTC ilişkileri, iç siyaset, erken seçim olasılığı, yargı, güvenlik, polis uygulamaları ve toplumsal meseleler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına ilişkin konuşan Reynar, toplumun verilen politik dile güçlü bir yanıt verdiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın ciddi bir başarı elde ettiğini söyledi. Bu sonucun, hem CTP’nin politik çizgisi hem de Erhürman’ın kişisel birikimi ve karakteriyle ilişkili olduğunu vurgulayan Reynar, Kıbrıs sorununa yönelik yeni dönemde nasıl bir politik dil üretileceğinin zamanla görüleceğini ifade etti.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarına da değinen Reynar, iki devletli çözüm söyleminin Ankara tarafından hala ısrarla mı savunulduğu, yoksa müzakere masasında bir koz olarak mı kullanıldığının netleşmesi gerektiğini söyledi. Reynar, geçmişte de benzer sert açıklamaların müzakere süreçlerinde karşılıklı manevra alanı yaratmak amacıyla yapıldığını hatırlattı.
Kıbrıslı Türklerin içinden yükselen sesin Ankara tarafından görmezden gelinemeyeceğini vurgulayan Reynar, Kıbrıslı Türklere rağmen bir politika üretmenin mümkün olmadığını ifade etti. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Ankara’dan gelen açıklamaların daha yumuşak bir dil içerdiğini belirten Reynar, bu nedenle önümüzdeki dönemde ciddi bir gerginlik beklemediğini dile getirdi.
Güney Kıbrıs’ta Erhürman’ın seçilmesinin ardından milliyetçi reflekslerin yeniden güçlendiğine dikkat çeken Reynar, ELAM gibi aşırı milliyetçi ve ırkçı yapıların varlığının göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Reynar, bu tablo karşısında Kıbrıslı Türk tarafının diplomatik dili doğru kullanmasının önemine vurgu yaptı.
Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmesinde Reynar, sürecin nasıl ilerleyeceğinin belirsiz olduğunu ancak Kıbrıslı Türklerin iradesini, ekonomik ve toplumsal yapısını koruyarak ayakta durmasının hayati önemde olduğunu ifade etti. Federasyonun tek tip bir model olmadığını belirten Reynar, Kıbrıs’a özgü, “sui generis” bir federal yapının tartışılması gerektiğini kaydetti.
Mülkiyet konusunun zor bir başlık olduğunu ancak kaynak ayrılması halinde çözülebileceğini söyleyen Reynar, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun daha etkin çalıştırılması gerektiğini vurguladı. Buna karşın mülkiyetin tek başına en önemli mesele olmadığını belirten Reynar, insani ihtiyaçların ve barış içinde bir arada yaşamanın öncelikli olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erhürman’ın ilk dönemine ilişkin beklentiler konusunda temkinli olunması gerektiğini söyleyen Reynar, kaybedilen beş yılın kısa sürede telafi edilemeyeceğini ancak Erhürman’ın temaslar ve diplomatik görüşmeler açısından hızlı bir başlangıç yaptığını ifade etti. İlahiyat Koleji konusunda Anayasa Mahkemesi’nden görüş istemesini de doğru bir adım olarak değerlendirdi.
CTP’nin yeni dönemiyle ilgili olarak Reynar, elde edilen başarının yalnızca tek bir partiye ya da kişiye mal edilemeyeceğini, TDP ve diğer çözüm yanlısı güçlerin dayanışmasının belirleyici olduğunu söyledi. Toplumun iki devletli çözüme net bir biçimde “hayır” dediğini belirten Reynar, bu politikanın ciddi bir darbe aldığını ifade etti.
Erken seçim konusuna da değinen Reynar, hükümetin direnmesine rağmen erken seçimin kaçınılmaz olduğunu savundu. Yaşanan yolsuzluk iddiaları, tutuklamalar ve devam eden yargı süreçleri karşısında siyasi sorumluluk alınması gerektiğini belirten Reynar, kamuoyunun sandıkta gerekli yanıtı vereceğini söyledi.
Polis uygulamaları ve güvenlik konusuna ilişkin değerlendirmesinde Reynar, polisin güç gösterisi yapma ihtiyacının bir zafiyet göstergesi olabileceğini ifade etti. Polis teşkilatının ağır koşullar altında çalıştığını vurgulayan Reynar, polislerin de özlük hakları açısından ciddi sorunlar yaşadığını dile getirdi.
Yargıya ayrılan bütçenin yetersizliğine dikkat çeken Reynar, adalet sisteminin fiziki ve yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Yargının, devletin üç temel ayağından biri olduğunu hatırlatan Reynar, mevcut bütçe dağılımının devlet aklını sorgulatır nitelikte olduğunu ifade etti.
Programın sonunda topluma çağrıda bulunan Reynar, değişimin mümkün olduğunu vurgulayarak, yurttaşların sandıkta iradelerini ortaya koymalarının hayati önem taşıdığını söyledi. Reynar, örgütlenmenin, dayanışmanın ve demokratik mücadeleden vazgeçmemenin altını çizdi.
