Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, seçim vaatlerinde hayat pahalılığının iki ayda bir maaşlara yansımasının da olduğunu hatırlatarak, bununla ilgili bir çalışma yapılıp yapılmadığını sordu.
Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, Ses Kıbrıs TV’de Aytuğ Türkkan’ın hazırlayıp sunduğu Kıbrıs’ın Nabzı programına katıldı.
Programda ilk olarak KTAMS’ın yaktığı başta Kamu-İş olmak üzere bir çok sendika tarafından da desteklenen ‘ zam ateşi’ hakkında konuşan Serdaroğlu, ‘bu başlatılan eyleme destek vermeyecek sendika yoktur’ dedi. Sürekli hale gelen zamlar ve bunun karşısında hükümetin hiçbir şey yapmamasını protesto ettiklerini dile getiren Serdaroğlu, hükümetin kendi sorunlarından, halkın sorunlarıyla ilgilenemediğinin altını çizdi.
Süreç çok tehlikeli!
Bu kapsamda geçtiğimiz hafta kabinede yaşanan değişikliği değerlendiren Serdaroğlu, ‘konuyla ilgili ne zaman açıklama yapılacak?’ diye sordu. Sürekli Türkiye’nin müdahalesi öne sürülerek gerek kurultaylarda gerekse de seçimlerde bir takım değişiklikler yapıldığını dile getiren Serdaroğlu, sürecin çok tehlikeli olduğuna dikkat çekti.
“Kabinede ikinci bir değişiklik olacağı konuşuluyor”
Serdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
“ ‘Türkiye şöyle istiyor, Türkiye böyle istiyor’ söylemleri çok tehlikeli. Türkiye’ye karşı antipati oluşturuyorlar ancak bunun farkında değiller. Türkiye sevdalıları bile artık kendi aralarında ‘acaba mı’ diyor. Şu sıralar kulislerde kabinede Türkiye kaynaklı ikinci bir değişikliğe gidileceği konuşuluyor. Başbakan’ın çıkıp şeffaf bir şekilde açıklama yapması lazım. Bu kadar net. Neden hükümet atandıktan bir hafta sonra kabinede değişikliğe gidildi? Sorumuz bu. Bunun altının artık doldurulması, her ne yaşanıyorsa açıklanması gerekiyor. Seçtiğimiz insanlara müdahale varsa bu toplumla paylaşılmalı. Ben sağ görüşlü bir insanım ama böyle bir müdahale varsa bunu kabul etmem. Artık şeffaf olunmalı. Aksi takdirde dedikodular da bitmeyecek”
Ülkedeki pahalılığı ciddi anlamda ne zaman konuşacağız?
Ülkedeki pahalılığa dikkat çeken Serdaroğlu, ‘bunu ne zaman ciddi anlamda hükümetle oturup konuşacağız?’ diye sordu. Başta pahalılıkla ilgili adımlar atılması gerektiğini belirten Serdaroğlu, icraat beklediklerinin altını çizdi.
‘Hükümete inancımı yitiriyorum”
Ülkede başta sağlık olmak üzere birçok alanda sorun yaşandığını ve ülkenin döküldüğünü dile getiren Serdaroğlu, şunları kaydetti:
“Kavgadan uzaklaşılıp, icraat yapılması lazım. Biz icraat bekliyoruz. Ben Sucuoğlu UBP Genel Başkanı seçildiğinde umutlandım. ‘Büyük oyla parti başına gelen bir lider, artık sorun olmayacak ülke sıkıntılarına odaklanılacak’ diye düşündüm. Tamamen umutlarımı tükettim demek istemiyorum ama evet inancımız azaldı. Yok, Türkiye müdahalesi, yok kabine değişikliği yine aynı yerde sayıyoruz, sorunlar çözülmüyor, ülke bir adım ileri gidemiyor. Sıkıntı UBP’de. Artık bir açıklama yapılmalı ve ülke sorunlarına odaklanılmalı”
“Hayat pahalılığı iki ayda bir maaşlara yansıyacaktı”
Hükümetten öncelikli beklentilerinin alım gücünün korunması olduğunu dile getiren Serdaroğlu, şöyle devam etti:
“Asgari ücrette sorun var, hayat pahalılığının maaşlara 2 ayda bir yansıması meselesi var. Zamların önüne geçilemiyor, halkın alım gücü korunmuyor. Bunlara kim çare üretecek? Bir ışık göremiyoruz artık. Hayat pahalılığının iki ayda bir maaşlara yansıması lazım çünkü zamlar durmuyor. Seçimden önce verilen vaadler içerisinde bu vardı ne oldu? Bununla ilgili bir çalışma var mı? Madem bununla ilgili bir çalışma yok, zamların önüne geçebilmek için bir çalışma var mı? O da yok. Bir plan program yok. Zamlar karşısında üretimi canlandırmamız lazım. Bunu konuşan var mı? O da yok.”
“Siyasi sistem değişmeli”
Ülkede öncelikli olarak konuşulması gereken bir çok sorun varken, tek konuşulanın ‘kabine değişikliği, Türkiye müdahalesi’ olduğunun altını çizen Serdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı:
“ Tek konuştuğumuz kabine değişti, Türkiye müdahale etti. Nedir dönen olaylar? Bakanlar ülke sorunlarını çözmek için değil, bir sonraki seçime daha güçlü girebilmek için o koltuğa oturmak istiyor. Bunu sorgulayan var mı? Gerekirse artık siyasi sistem değişmeli. Böyle yürümüyor.”