Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Ersan Saner, sıkıntılı günlerin geçeceğini ve ülkenin yeniden umut dolu güzel günler görerek daha refah yarınlar için emin adımlarla yolunda ilerlemeye devam edeceğini vurguladı.
Başbakan Saner, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye ve İslam aleminin Ramazan Bayramı’nı kutladı.
“Çok değerli Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı, sevgili kardeşlerim; Halen devam eden kovid-19 salgınının tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de derinden etkilemeye devam etmesinden dolayı maalesef Ramazan Bayramı’mızı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da alınan bir takım önemlere uygun olarak kutlamak zorunda kalıyoruz.” diyen Saner şöyle devam etti:
“Ben de, bu önlemler çerçevesinde, pozitif çıkan bir gazeteci kardeşimizle temaslı olduğum ve kendimi toplumdan izole ettiğim için bu yıl çok arzu etmeme rağmen sizlerin arasında olamıyorum.
Bayramınızı candan kutlarken sizlerden, kendiniz, aileniz, halkımız ve insanlık adına alınan önlemlere harfiyen uymanızı, özellikle maske, mesafe ve temizlik koşullarını mutlaka yerine getirmenizi rica ediyorum.”
Bir yılı aşkın bir süredir en ileri ülkeler başta olmak üzere, birçok ülkenin, birkaç sefer ‘kovid-19 salgını geçti, geçiyor’ dese, ümitlenilse de, tünelin ucundaki ışığın aşılar sayesinde göründüğünü, ama henüz “tehlike geçti eskisi gibi yaşamımızı sürdürmeye başlıyoruz” deme noktasına, ne dünyanın ne de KKTC’nin gelemediğini anlatan Başbakan Saner, “Ama ümitliyiz; sıkıntılı günler mutlaka geçecek ve ülkemiz yeniden umut dolu güzel günler görerek daha refah yarınlar için emin adımlarla yolunda ilerlemeye devam edecektir.” dedi.
TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ VE ÖNLEMLER
Saner şöyle devam etti:
“Çok şükür, Anavatan Türkiye’nin büyük desteği ile yaptığımız Acil Durum Hastanesi, hükümetimizin, Sağlık Üst Komitesi’nin kararlarına bağlı kalarak ülkeye girişlerde uyguladığı sıkı taramalar, karantinalar, sağlık çalışanlarımızın üstün gayret ve başarıları ile siz halkımızın özverileri sonucu nüfusumuza oranla dünyanın en az kovid-19’dan ölen hastası olan ve en az vaka ortaya çıkan ülkelerinden biri durumundayız.
Aşılama konusunda da pek çok ülkeden daha iyi durumdayız. Bu güne kadar Anavatanımızdan 140 bin doz aşı temin etmiş bulunmaktayız.
Anavatan Türkiye, aşıya ulaşmada planlananın dışında bazı sıkıntılar yaşasa da aşı temin ettikçe bizlere cömertçe katkı sağlamaktadır.
İnanıyor ve bekliyoruz ki, önümüzdeki aylarda Türkiye ve onun sayesinde biz, daha yüksek miktarlarda aşıya ulaşma imkanına sahip olacak ve sonbahara gelmeden nüfusumuzun çok önemli bir bölümüne çift doz aşı uygulamış olacağız.
Anavatan Türkiye ile her konuda olduğu gibi, bu konuda da sürekli temas halinde çalışarak bu hedefi yakalamak için gayret gösteriyoruz.
Avrupa Birliği ise maalesef böylesi insani bir konuda bile Rum tarafına büyük ayrıcalık yapmış olup KKTC’ne Güneye oranla çok daha az aşı göndermiştir.”
EKONOMİDEKİ SIKINTILAR…
Tüm dünyada yaşandığı gibi kovid-19 salgını dolayısı ile ülke ekonomisi ve buna bağlı tüm sektörlerin, alınan kapatma ve ülkeye girişleri azaltma ve/veya durdurma gibi önlemler nedeniyle olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Saner, “Bu sıkıntıların tamamen aşılmasının yegane yolunu dünyanın ve bizim salgını atlatmamızdır. Salgın atlatılamadığı sürece yapılabilecek olan ekonomik aktiviteler çok kısıtlı olduğundan, bizler de devlet olanakları elverdiği ve destek alabildiğiniz ölçüde sektörleri ayakta tutabilecek kaynağı bu sektörlere ve piyasaya sunabilmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Saner şöyle devam etti:
“Bir taraftan tam kapanmayı mümkün olan en kısa süre için uyguladık, diğer taraftan da piyasaya mümkün olduğunca nakit para girmesini sağlamaya çalıştık.
Borçları erteledik, yükümlülükleri hafiflettik, esnafımıza uygun koşullarda kredi olanakları yarattık, sanayi ve turizmcimize elektrik katkı payı desteklerini arttırdık, özel sektörde çalışan kardeşlerimizin sosyal güvenlik katkı paylarını ödedik.
Hükümetimizin görevde olduğu süre içerisinde sadece katkılarımız esnafımıza ve özel sektöre yaptığımız katkılar ile de kalmayıp bunun yanında salgından dolayı işsiz kalan vatandaşlarımıza imkanlar nispetinde maddi katkı sağladık, engelli vatandaşlarımıza almış oldukları maaş üzerinden ekstra %10, sosyal yardım alan vatandaşlarımıza ise aldıkları maaş miktarları üzerinden ekstra %15 maddi katkı sağladık.
Önümüzdeki dönemde de imkanlarımız dahilinde tüm bu destekleri sağlamaya devam edeceğiz. İnşallah yakında yeni bazı tedbirler ve daha önce alınan bazı kararların uygulamasını uzatarak ekonomimize destek çıkmaya devam edeceğiz.”
“BİRBİRİMİZE DESTEK OLMAYA DEVAM ETMELİYİZ..”
Bayramların öğütlediği en önemli mesajın milletçe bir olmak, birlikte hareket etmek olgusundan hareketle birlik ve beraberliği pekiştirerek, kardeşçe, dostça birbirine destek olmaya devam etmek olduğunu ifade eden Saner, “Bu halk, çok zor günleri bu inançla aşmış ve bugünlere gelmiştir. Oruç sonunda idrak etmekte olduğumuz mübarek Ramazan Bayramımız tam da bu noktada daha da bir anlam ve önem arz etmektedir.” dedi.
Saner, “Ne olur Bayram fırsatını iyi değerlendirelim; Dargınlıklarımız, kırgınlıklarımız varsa ne olur bunları geride bırakalım. Dini bayramlar, nefsine sahip çıkanlara, tüm zorluklara rağmen doğru yoldan sabır ve metanetle yürüyenlere, birlik beraberlik içinde yaşamaya karar veren, dayanışma içinde bulunan toplumlara bir ödüldür. Bu ödülü, olumlu yönde değerlendirelim.” İfadelerini kullandı.
“ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE SAHİP ÇIKMALIYIZ..”
Mesajında Kıbrıs sorunu konusuna da değinen Saner şöyle dedi:
“Değerli halkımız, sevgili kardeşlerim; Kıbrıs konusunda Rum komşularımızla bir çözüm antlaşması için gayret gösterirken dikkatli davranmak, ihtiyatı elden bırakmamak, aleyhimize kullanılan sürecin Rum tarafının başvurduğu oyalama taktikleri ile daha fazla uzamasına izin vermemek zorundayız.
Rum komşularımızla muhatap olurken gelecek nesilleri düşünmeli ve bizim için yaşamsal önemi olan egemenliğimize, özgürlüğümüze mutlaka sahip çıkmalıyız.
Anavatan Türkiye’nin bizlere sağladığı, Kıbrıs’ı Yunan olmaktan kurtaran bizi Devlet sahibi yapan garanti sisteminin sulandırılmasına asla izin vermemeliyiz.
Yeni bir Kıbrıs politikası Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve Türkiye tarafından uygulamaya konulmuştur.
Artık hedefimiz Kıbrıs’ta var olan iki Devlet’in egemen eşitlik temelinde işbirliği yapmasıdır.
Rum tarafı bu gerçeği anladığı ve kabullendiği anda Kıbrıs’taki iki Devlet arasında bir anlaşma yapılması mümkün olacaktır.
Biz, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz cümlelerle ifade ettiği üzere ‘bağımsızlığı karakter’ edindik.
‘Ulusal egemenliğimizi’ asla kaybetmek istemiyoruz.
‘Yurtta ve Dünyada Barış’tan yanayız ama Rum kesiminde bize barış antlaşması için koşul olarak dayatılmak istenenlerin azınlık haklarına razı olmak, topraklarımızın çok önemli bir kısmını yitirmek, egemenliğimizden, Devletimizden, güvenliğimizden vazgeçmek olduğunun bilincindeyiz.
Bütün bu düşünce ve duygular içinde, siz değerli halkımıza, İslam alemine, Anavatan Türkiye’ye sağlıklı ve huzur içinde bir bayram süreci diler, en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.”
Kaynak: Gündem Kıbrıs