CTP Lefkoşa Milletvekili Adayı Ahmet Muratoğlu, Gündem Kıbrıs Web TV’de yayınlanan ‘Seçim Özel’ programına katılarak, Gizem Özgeç’in sorularını yanıtladı.
Halkın umudu: CTP
CTP Lefkoşa Milletvekili Adayı Ahmet Muratoğlu milletvekili seçilirse önceliğinin kamu reformu ve meclis iç tüzüğü olacağını söyleyerek , “Kamu reformu, kamu personel reformundan ayrı düşünülemez. Kamu reformu kapsamında belediye yasaları, vergi, vergi düzenlemeleri, tarım ve sağlık olmak üzere birçok sektörde yapılan reform söz konusudur. Kamu personel reformu en önemlisidir. Torpil, haksız istihdam, terfi, üçlü kararname kapsamı, teşkilat yasalarında düzenleme, e-devlet, özlük hakları, mal ve hizmetlerin etkin ve verimli olarak sunulmasının sağlanmasında değişikliğe gidilebilir” dedi.
“KAYNAKLARIN DOĞRU YÖNETİLMESİ LAZIM”
Muratoğlu, “Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin öncelikleri açısından seçim manifestosunda da yer alan kamu reformu için ayrı bir yer verilmiştir. Reformun yapılması elzemdir. KKTC’de uzun zamandır merkezde toplanan bir yetki var. Merkezde toplanan bu yetki diğer yerel yönetimlerde de birçok sıkıntıya yol açmaktadır. CTP yerel yönetimler reformunda da AB kuralları ve koşullarına bağlı olarak reformlar yapmak adına çalışmalarını bitirmiştir. Bunu hükümete gelecek olan CTP yerel yönetimlere reformlar yaparak, yetkilendirmede ve reformlar yaparak: yerel yönetimlerin ihalelin, yerel yönetimler merkezi ihaleler komisyonu ile ihaleye çıkıyor. Bundan sebeple hizmetlerde gecikmelere sebep oluyor. Merkezi yönetimlerin yasası çok eski kaldığı için personel yapısı da hizmet şemasında, teşkilat yasasında kısıtlı kaldı. Kısıtlı kalmaları dezavantajlara yol açtı. Halka verimli hizmet verilmiyor. Belediye reformların yapılması için çalışmalar yapılıyor. Vergi yasası geçmesi lazım, vergilendirme sistemi gerekiyor. Kıbrıs’ta kaynak vardır ama bu kaynağı nasıl kullanacağımızı bilmemiz lazım, kaynakların doğru yönetilmesi lazım” ifadelerini kullandı.
“TEŞKİLAT YASALARI GÜÇLENDİRİLMELİ”
Muratoğlu, kamu görevlerinin geçici veya sözleşmeli personelle yürütülmeye çalışıldığına da dikkat çekerek, “ Kamu için çok büyük dezavantajıdır. Teşkilat yasalarının güncellenmemesi, bakanlıklar ve dairelere kadar bunların yapılmamasından kaynaklanan ve asıl ve sürekli görevleri yürütmesi gereken, Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından atanması gereken personel ne yazık ki kadrolar kısıtlı olduğu için atanamıyor. Kadroları açmak, çoğaltmak ve kamudaki kadrolara Kamu Hizmeti Komisyonu eliyle doğru üniversitelerden, doğru alanlardan mezun insanların atanması lazım… Herhangi alınan veya sözleşmeli personel alındığı alan ile bilgili değilse: Birçok atanan kişi görev uzman olmadıkları alanlarda asıl ve sürekli görevleri yürütmeye çalışıyorlar. Bu olay yasal olmamakla birlikte usulsüzdür” dedi.
“MANİFESTOMUZ HAZIR”
Muratoğlu ayrıca şunları kaydetti:
“Manifestomuz hazırdır. Başkanımız ilerleyen günlerde açıklayacaktır. Emek verilmiş manifestodur. CTP sadece muhalefette olduğu dönemlerde hep merkezde gölge bakanlık veya çalışma unsurları var. Sağlık, tarım, ekonomi, eğitim, çalışma yaşamı, maliye, kamu reformu alanlarında etkin üniversite hocalarından, bürokratlarından ve iş yaşamı içerisinde aktif olan uzmanlarımızdan almış olduğumuz destekler ile çalışmalarımızı bitirmiş bulunuyoruz. Manifesto çok önemlidir. Partilerin yapacağı taahhüt ettiği unsurları içeren hazırlanıp, basılan bir kitaptır. Manifesto çerçevesinde hareket etmekle mükelleftir. Her partinin kendi iç tüzüğü mevzubahistir. O tüzük çerçevesinde manifesto hazırlanmaktadır.”
“CTP’NİN HEDEFİ TEK BAŞINA İKTİDARA GELMEKTİR”
Ahmet Muratoğlu, “CTP’nin amacı tek başına iktidara gelip, manifestosunda yer alan çalışmaları vatandaşa sunabilmek. Bugüne kadar CTP tek başına iktidara gelemedi. Hep koalisyonlar olmuştur. Koalisyon kurulan partilerin kendilerine de göre tüzükleri vardır. Bu tüzüklerin birbiriyle çatışması, uyuşmaması söz konusudur. Bu yüzden bazı yasalar ve halka taahhüt edilen sözler yerine getirilemiyor. Bu sebeple kısa sürede hükümetler bozuluyor. Ekonomik istikrarsızlık, siyasi istikrarsızlığı da getirir” diye de konuştu.
Muratoğlu ayrıca şu açıklamalarda bulundu:
“HALK UMUTLANMAK İSTİYOR”
“Toplumumuz uzun yıllardır umut yorgunu, ancak insanlar CTP’yi umut olarak görüyor. Topluma yaşatılan son 2,5 yıldır yaşanan ekonomik sıkıntılar, sağlık sorunları, pandemi süreci düzgün yürütülememesi. Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) kavgalarının toplum ve kamu yararının önüne geçmesi halkı bezirmiş durumda. UBP enkaz gibi insanlara zarar veriyor. Hem kamu yararına hem de toplumun geneline zarar veren bir yapı oluştu. Toplumumuz bu ışığı Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde görüyorlar. Kıbrıs Türk halkı ne yapacağını bilen cezaysa ceza, ödülse ödül bir şekilde sandıkta cevap veren bir toplumdur. Toplumumuza güveniyorum. Umutluyum..
“GELEN GİDEN AYNI DEĞİL”
“Meclisteyken, meclis başkanı 3 + 2 görevde kaldığı için UBP hükümetleri de meclisteyken gördüm. CTP’nin atamış olduğu bir bürokrat olarak, aslında hiçbir şey aynı değil. CTP halkın cebine el atan bir parti değil. UBP son 2,5 yıldır hayat pahalılığını durdurtmaya gitti. CTP bunu anayasa mahkemesine götürerek engelledi. Hayat pahalılığı, piyasada yapılan artışlardır. Pahalılığı önlemek adına gerek özel sektör, kamu, sosyal yardım alanların alım gücünü yükseltmek adına hayat pahalılığı vererek dengenin sağlanmak için yapılan çalışmadır. Eskiden iki ayda birdi. UBP bunu altı ayda bire çıkardı. Altı aylık süreçte insanlarımız büyük sıkıntılar yaşıyor. CTP gelince bunu tekrardan iki aya indireceğiz. Biz gelince asgari ücretten vergi almayacağız. UBP tarafından meclise gönderilen Vergi Düzenleme Yasası’nda, asgari ücretliye, kamu görevlisine, emekliye, sosyal sigorta çalışanlarına da vergi geliyor. Şu anda hayat pahalılığı yüzde 18.3’tür ve yıl sonu itibari ile yüzde 25 bekleniyor. Yüzde 25’in 20’si geri alınacak.
“HEDEF ASGARİ ÜCRETİN YÜKSELMESİNDEN ÇOK PİYASAYI UCUZLATMAKTIR”
“Belki de asgari ücretin 10 bin TL olmalıdır. Ancak önemli olan maaşların yükseltilmesinden çok alım gücünün artırılması, piyasanın ucuzlatılmasıdır. Dövizin düşmesine rağmen, piyasada herhangi değişikliğe gidilmedi. Akaryakıt, gaz, temel tüketim maddelerinde fiyat değişikliğine gidilmedi. Kış mevsimindeyiz birçok vatandaşımız da elektrik ile ısınıyor böyle giderse elektriğe de zam gelecek. Asgari ücret 7.000 TL’de olsa alım gücü yükselmedikten sonra bir anlam ifade etmiyor. Nar ekşisinde, gofrette ve limon suyunda indirime gidildi ama bu insanlar her gün çocuğuna nar ekşili gofret yedirmiyor. Ülkece zor şartlarda geçiyoruz. Devletten sosyal yardım alan vatandaşlarımızın durumu daha da kötü. Elektrik faturalarını ödeyemiyorlar. UBP çıkıp diyor ki yeni ekonomik paketi açıklıyor. Borçların yapılandırılması, zaten bankalar müşterisi zor durumdaysa yapılandırıyor. Tüm yük vatandaşın omuzlarında. CTP olarak, insanlarımızın alım gücü yönünde programları hazırladık. Hükümetlerin yapmakla mükellef oldukları unsurlar vardır. Akaryakıt ve gazı denge de tutabilmek için Fiyat İstikrar Fonu (FİF) söz konusudur. FİF, fonlarla büyüyen bir bütçedir. Bu bütçe akaryakıt ve gaz fiyatlarının korkunç yükselmeleri ile halkı mağdur etmemek ve minimize etmek amacıyla fonla azaltırsın ve dengede tutarsın. Şu an FİF’de tek kuruş para yok. Bu kadar para nereye gitti peki? Gereksiz harcamalara, istihdamlara yapıldı. FİF seçime yönelik yatırımlar amacıyla kullanıldı.
“AŞIRI FİYATLANDIRMA YAPAMAZLAR”
“Ekonomi Bakanlığı’nın, ticaret eliyle yürütülen Mal ve Hizmetlerin Denetimi Yasası vardır. Daire mal ve hizmetlerin denetimini yapar, bakanlar kuruluna piyasayı denetleme için yetki veriyor. Lakin denetimler uygulanmamaktadır. Serbest piyasa var ama gümrükten giriş fiyatı üzerine kar yapacağınız malların hizmetlerinin denetimini yapmakla mükelleftir. Piyasanın kontrolü ve insanımızın alım gücünün iyileştirilmesi için sahaya görevlilerin inmesi gerekiyor. Rekabet Kurulu, Devletin çıkmış olduğu ihalelerde haksız bir rekabet söz konusu olduğunda öne çıkıyor. Rekabet Kurulu Yasası’na baktığımızda rekabeti ortadan kaldırılabilecek önlemlere, ödül ve ceza süreçlerini başlatabilecek etkin bir kuruldur. İşte bu bahsettiğim unsurları CTP ortaya koyacaktır.”
“HAYAL DEĞİLDİR, GERÇEKLEŞİR”
“CTP’nin Euro stabil para birimine geçiş düşüncesi var. Düşüncemiz hayal değildir, gerçekleşir. Euro’ya geçişin sağlanabilmesi için siyasi irade gerekmektedir. Bugün Euro’ya geçtiğimiz de yarın cebinizde Euro olacak anlamını taşımıyor. Türkiye ile yapılan Mali ve İş birliği protokollerinde alınan katkıların dövizle alınması dövize endeksli para birimi olması gelecek olan yardımların ve katkıların o günün kuruna göre stabil para birimi üzerinden muhasebede kullanılması geçişini sağlamaktır. Geçiş bir defa da olmuyor: üç aşaması vardır. Kısa, orta ve uzun vadeli süreçleri vardır. Üç aşamada geçilmesi lazımdır. Öncelikle muhasebe birimin geçilmesi, ardından maaşa endekslenmesi şeklindedir. KKTC’de sadece maaş ve ücretler TL’dir. Örneğin, araba alacağımızda, ev alacağımızda, çamaşır, bulaşık makinesi alacağımız da döviz, kiralar döviz, okul harçları döviz her şey dövize endekslenmiş durumdadır. Bu süreçte vatandaşımızla paylaştığımız: Evet bu süreci götüreceğiz. Euro’ya veya stabil para birimine geçiş ile ilgili istikrarlı bir şekilde irademizi ortaya koyacağız ve etkili olacağına inanıyorum.”
“UBP HÜKÜMETTE OLMAZSA AÇ KALMAYIZ”
“2018 yılında on beş aylık süreçte hükümet dönemimizde Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile protokolde bazı sıkıntılar yaşadık. Hükümette olduğumuz dönemde doğru politikalar ile CTP kendi yağında, kendi ciğerini kavurdu. O dönemde savunma bütçesine de para gelmemesi sebebiyle 347 Milyon, Savunma bütçesini KKTC bütçesinden ödedi. Hükümeti devrederken 50 Milyon artıyla devrettik. Son 2,5 yıldır UBP hükümeti döneminde para geldi mi diye soruyorsunuz? Gelmedi. 23 Şubat protokolün kaçta kaçı yapıldı? Hiçbiri.
Son günlerde savunma giderleri için 103 Milyon daha borçlanıldı. Borçlanma dönemi CTP döneminde yaşanmadı. Borçlanma ileride kendi çocuklarımızın tabağında yemek demektir. CTP, UBP’den hükümeti devraldıktan sonra enkaz devralmış olacağız. CTP, borçları kapatma yönünde birçok çalışma yapıyor. Diğerlerinden farkımız var. Toplumun geneli için zümreyi de, bir kişiyi de ayırmadan tüm kesimlere hizmet götürebilmek için çalışıyoruz.”
“ÖNCELİĞİM KAMU REFORMU VE İÇ TÜZÜK”
“Meclise girmem ve vekil olarak yetkilendirildiğimde dâhilinde önceliklerim: Kamu reformu ile ilgili çalışmaların hızlanması ve bunun topluma yansıması. Mal ve hizmetlerin insanlara rahatlıkla ulaştırılması. E-devlet ile vatandaşımızın oturduğu yerden işlemlerinin yapabileceği yasaların geçirilmesi yönünde çalışmalar yapacağım. Cumhuriyet Meclis’inde dokunulması gerekenlerden biri de iç tüzük. İç tüzük birçok alanda elimiz kısıtlıyor. Meclisin toplanması, meclisteki yasalar, uygulamalar ve işleyişle ilgili sıkıntılar söz konusudur. Meclisin yasama olarak, yürütme, yargı unsurunu yasamadan yürütmeden ayrı düşünerek bir sistem oturtmamız lazım. Bu çalışmaları gönüllü olarak seve seve ve halkımızın yararına olmak için inşallah muvaffak oluruz…”