iskele’deki “kara para ve inşaat patlaması” ile ilgili İngiliz The Guardian gazetesine konuşan bir Ukraynalı’nın şu sözleri, durumu özetledi: “Kara parayı harcamak istiyorsun, ev almak istiyorsun soru sorulmuyor”
İngiliz The Guardian gazetesi, “Rus parası Kuzey Kıbrıs’ta inşaat patlamasını nasıl körüklüyor?” başlığıyla yayınladığı haberinde, Kıbrıs’ın güneyinde kısıtlamalara maruz kalan Rusların Kıbrıs’ın kuzeyine geçtiği ve yaptırımsız bir yaşam sürdükleri ifade edildi.
Haberde, “Ivan” isimli bir Ukraynalı ile de röportaj yapan Guardian muhabiri, “kara para aklama, ev alma ve banka işlemlerinin Kıbrıs’ın kuzeyinde oldukça rahat olduğu” yönünde yanıtlar aldı. Habere göre üç yıl önce Kıbrıs’ın kuzeyine gelen ve bu süreçte – gazetenin ifadesiyle- “ikisi cafcaflı üç daire satın alan” Ivan, buradaki denetimsizliği şöyle aktarıyor: Burada çok sayıda Rus var ve evet ben Ukraynalıyım ama hepimiz burayı seviyoruz. Kara parayı harcamak istiyorsun, soru sorulmuyor. Ev almak istiyorsunuz soru sorulmuyor. Bankaların sürekli ‘bunu nereden aldın, şunu nereden aldın?’ diye sorduğu Londra gibi değil. Ama belki birkaç yıl içinde satışlarımızı tamamladığımızda İngiltere’ye gidebiliriz.”
Haberde, Rus oligarkların İskele bölgesine “yeni Limasol” adını verdiği ifade edilirken, bölge şu sözlerle tarif ediliyor: “Bir zamanlar sıradan bir kasaba olan İskele, şimdiler demir ve ağır beton altında kalıyor. Kiril alfabesiyle yazılmış mağaza tabelaları, ‘rüya hayatı’ vaat eden reklam panoları, lüks otomobil bayileri ve kripto para mağazalarıyla dolu. Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu” (ICIJ), “Paper Trail Media” ve 67 medya ortağı tarafından yapılan “Cyprus Confidential” araştırma raporunda da, KKTC ile ilgili iddialar da yer aldı.
Güney’de yayımlanan Politis gazetesi “Guardian”ın haberine dayanarak, Rusya’ya uygulanan Anglo-Amerikan yaptırımları nedeniyle, giderek daha fazla Rus’un KKTC’yi “sığınak” olarak görmeye başladığını ve Rus sermayesinin, özellikle İskele bölgesindeki inşaat sektöründe yaşanan büyümeye belirgin katkısı olduğunu öne sürdü. Bu yıl, yaklaşık 39 bin Rus’un KKTC’ye yerleştiğini ve bu yılın Ocak-Eylül ayları arasında 58 bin 788 Rus’un KKTC-Güney Kıbrıs arasındaki geçiş kapılarını kullandığını kaydeden gazete, Rusların KKTC’ye yerleştikçe paralarını da KKTC’deki bankalara taşıdıklarını ileri sürdü.
Habere göre araştırmada, “Rusların, Anglo-Amerikan yaptırımlarından sonra paralarını taşıyacak yer aradıkları aşikârdır ve Türkiye’nin, Rusya’ya yaptırım uygulamayı reddetmesi de, Rus parasının Kuzey Kıbrıs’a akmasına belirgin katkı koymaktadır” iddiaları yer aldı. İskele’deki yapılaşmanın, gerek çok sayıda Rus’un yerleşimi, gerekse kalkınma açısından “yeni Limasol”a benzetildiğini kaydeden gazete, eskiden ova olan bir bölge olduğunu ve bugün, “evrim geçirdiğini” yazdı.
Güney Kıbrıs, Rus kara parasını aklama organı
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu araştırması, Güney Kıbrıs’ın Rus kara parasını aklama organı olduğunu gösterdi Bir AB üyesi olan Kıbrıs, servetlerini kendi ülkelerinden çıkarıp Avrupa’ya taşımak için Akdeniz adasını bir geçit olarak tercih eden zengin Ruslar için uzun zamandır önemli bir offshore finans merkezi olarak hizmet veriyor. Kıbrıs’ın her iki yarısında hüküm süren kara para konusu, uluslararası alanda da gündemde. İddialara göre gerek Kuzey’de gerekse Güney’de kara para aklanması “bazı yetkili makamların göz yummasıyla” gerçekleşiyor.
KKTC’de daha çok Türkiye kökenli kara para suçlularından söz edilirken, Güney Kıbrıs’ta ise Rus oligarkların aklanan ve saklanan paraları ön plana çıkıyor. Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) bu yöndeki raporu Güney Kıbrıs’ı karıştırdı. Raporda, “Rus oligarkların milyar dolarlık yatırım tsunamisinden”; “Kıbrıs nasıl Kremlin’in kara para aklama organı haline çevrildiğinden” bahsediliyor.
Sızıntıda yer alan şirketlerin müşterileri arasında şu anda yaptırım altında olan Rus oligarklar da bulunuyor Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) raporunda, Güney Kıbrıs’ın on yıldır, Ruslar başta olmak üzere yabancı sermayenin Batı’nın yaptırımlarından saklanmak ve aklanmak üzere yığıldığı bir kavşak haline geldiği savunuldu. Eski Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in adı da raporda yer alırken, raporun sızdırılan 3 milyon 600 bin belgenin 8 ay süren incelemesi sonrasında yayımlandığı anlatıldı.
Raporda isimlerine de belirtilen bazı Rum şirketleri; Rus oligarkların mal varlığını karmaşık para-finans ağı aracılığıyla saklayarak, yaptırımlardan kaçmakla itham edildi. Raporda ayrıca, oligarkların 200 milyar doların üzerindeki yatırım tsunamisinin Güneydeki finans sistemi üzerindeki etkisinden de söz edildi. “Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu” (ICIJ), Paper Trail Media ve 67 medya ortağı tarafından yapılan ve sonuçları önceki gün yayımlanan araştırma raporunda, Güney Kıbrıs’ın on yıldır, Ruslar başta olmak üzere yabancı sermayenin Batı’nın yaptırımlarından saklanmak ve aklanmak üzere yığıldığı bir kavşak haline geldiği sonucu çıktı.
Eski Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e de, 2013’te seçilmesinin hemen ardından ekonomik meseleleri Putin’le görüşmek üzere Moskova’ya gittiği hatırlatılarak atıf yapılan rapor, güneyde yayımlanan gazetelerin bugünkü manşetlerinde yer buldu. Alithia, “ICIJ-OCCRP Konsorsiyumu Araştırmasına Göre İstilacıları ve Zenginleri Akladık” başlığını attığı manşetinde, “raporu, içeriğine katılmamakla birlikte aktarmakta olduğuna” işaret etti.
Habere göre raporda, merkezleri Güney Kıbrıs’ta bulunan MeritServus+MeritKapital ConnectedSky, Cyprodirect, DJC Accoyntants ve Kallias & Associates isimli şirketler tarafından sızdırılan 3 milyon 600 bin belgenin 8 ay süren incelemesi sonrasında yayımlanan raporda, “PwCCyprus” isimli denetleme kuruluşunun, servetlerini Batı’nın yaptırımlarından kaçırmak isteyen Rus oligarklara yardımcı olduğu belirtildi.
Uluslararası muhasebe kuruluşu olan PwC’nin Güney Kıbrıs’ta ofis açtığı (PwCCyprus) ve 1100 Ukrayna işgalinin başından itibaren Putin’in müttefiklerinin hizmetine verdiği, 2014’te Kırım yüzünden yaptırım listesinde bulunan 25 oligarktan en az 12’si için çalıştığı kaydedildi. PwCCyprus’un Alexey Mordashov isimli Rus sanayicinin 1,4 milyar dolarlık yatırımını, onun adına transfer ettiği belirtildi.
PwC’nin eski ortakları tarafından kurulan Abacus Ltd. isimli Rum şirketinin Petr Aven isimli Rus milyarder ile ilgili İngiltere Ulusal Suç Dairesi tarafından yürütülen mahkeme sürecinin odağında bulunduğu ve Aven’in, Abacus aracılığıyla (mal varlığını karmaşık para-finans ağı aracılığıyla saklayarak- yaptırımlardan kaçmakla itham edildiği kaydedildi.
İngiliz mahkemesinin Dimitris Yoanndis’i, mal varlıklarını karmaşık para-finans ağları aracılığıyla saklamaya çalışan Rus oligarklara yardım etmekle suçladığı, Yoannidis’e ait MeritZerus isimli şirketin Roman Avramovic isimli oligarkla yakın ilişki içerisinde olduğu, adı yaptırım listesinde bulunan Konstantin Malofeyev de dahil Rus oligarklara ait veya onların kontrolündeki 100’den fazla Rum şirketin çalışmalarını yönettiği bilgisi veriliyor. Raporda, gölge finansın Rum hükümetinin ve bankalarının üst kademelerinden geldiği, Güney Kıbrıs’ın mali sisteminin çok büyük bankacılık sektörüne ve AB mali verilerinin yayınlanmasına dair bazı güçsüz yasalara, Merkez Bankası’na ve oligarkların 200 milyar doların üzerindeki yatırım tsunamisine dayandığı belirtildi.
“Rus müşterileri çeken büyük bir offshore hizmet ajansı kuran avukat” olarak tanımlanan Nikos Anastasiadis’in 2013’ten 2023’e kadar Rum yönetimi başkanlığı yaptığı, başkanlığı devralmadan önce yöneticisi olduğu avukatlık ofisindeki ortaklarının Putin’in müttefikleriyle anlaşmalar da dahil olmak üzere çok büyük miktarda şüpheli gelirin aklanmasıyla bağlantılı paravan şirketlerde görev aldığı kaydedildi. Anastasiadis’in başkan olur olmaz şirketini iki kızına ve diğer ortaklarına bıraktığı ve Moskova’ya giderek Putin ile görüştüğü, daha sıkı bankacılık bağları kurduğu hatırlatıldı.
Raporda ayrıca, Güney Kıbrıs’ın oligarkların gerek yat, gayrimenkul, para finans imkanları olarak Rusya dışında saklanması ve yeniden Rusya’ya yatırılması, gerekse Batı’daki demokratik kurumların erozyona uğratılması için kullanılmasına yönelik mal varlığı transferlerindeki rolüne işaret edildi.
Politis gazetesi araştırma sonuçlarının içeriklerine sayfalarca yer verirken “Esad İçin mi Çalıştık” başlıklı haberinde “Cyprus Confidential” belgelerine dayanarak, Güney Kıbrıs’taki bazı şirketlerin, Esad rejimine yönelik yaptırımlar söz konusu iken Suriye devlet şirketi “Syrian Petroleum’”dan para transfer etmeye çalıştığını ancak bu alış verişin gerçekleşip gerçekleşmediğine ise yer verilmediğini yazdı. Gazete yine belgelere dayanarak Güney Kıbrıs merkezli “Medesoil Trading” şirketinin ve Beyaz Rusyalı oligark Anatoli Ternavski’nin diğer şirketlerinin de kredi sözleşmelerine-dolandırıcılıklara dahil olduğunu belirtti.