KKTC İktisat Bankası, 14 Aralık 2021’e ilişkin piyasa analiz raporunu yayımladı.
İktisatbank’ın 14 Aralık 2021’e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:
“Dün sabah bültenimizde, adeta olaylar gelmeden gölgeler gelir misali, yaşananları bir bir sıraladık ve dedik ki, işler daha iyiye gitmeden daha da kötüleşir.
Türkiye, devreye koyduğu yeni ekonomi politikası adı altında düşük faiz, yüksek büyüme ve cari fazla modeli (bizlere göre çılgın deney) ile her gün TL’nin daha da erimesi neden oluyor. Haklı fakirleştiren, enflasyonu artıran politikalara yeni ekonomi modeli diyoruz!
TL’nin koruma kalkanının (faizin) %15 seviyesinde olduğu ve bu hafta Perşembe günü kalkanın daha da inceldiği bir ortamda, enflasyonun kısa bir zaman zarfında %30’lu seviyelere çıkacağı düşünülürse, TL’nin sunmuş olduğu muazzam reel negatif getiri, yatırımcıları koşar adım TL’den uzaklaştırmaya itiyor. Son verilere göre, dolarizasyon %62,2 seviyesinde (daha basit olarak bankalardaki 100TL mevduatın 62,2TLsi döviz).
Dün Türk Lirası tarihi günlerinden bir tanesine daha imza attı. Dün bültenimizde, TCMB’nin adeta piyasaya elini göstererek, USD-TRY kurun psikolojik 14 seviyesinin üzerine yükselmesini istemediği ve bu ‘seviyede’ sağlıksız fiyat oluşumunu neden göstererek 3 kez döviz piyasasına satım yönünde müdahale etmesi sonrası, piyasanın bu seviyeyi öyle veya böyle zorlayacağını anlatmış ve bunu da Çin Seddi aşılmak içindir diye atıfta bulunmuştuuk.
Sabah saatlerinde USD-TRY kurunun 14 seviyesini geçerek çok kısa bir sürede 14,99 seviyesine kadar yükselmesi sonrasında sahneye çıkan TCMB, son 3 müdahalenin aksine, oldukça agresif bir şekilde -teyide muhtaç da olsa 2,5 milyar dolar büyüklüğünde döviz satışı ile- kuru 13,7 seviyelerine kadar şimdilik döndürmeyi başardı.
Aslında her şey bir televizyon programında şakkadanak 10 milyar dolar daha satarsın bir 10 milyar dolar daha çil yavrusu gibi dağılırlar diye Necmettin Batırel ile başladı diye düşünebilir, hatta tebessüm bile edebilirsiniz. Altını tekrar çizmek isterim: TCMB’nin agresif müdahalesi TL’nin erimesini bir müddet daha yavaşlatabilir ama esas mevzuu açılan devasa reel negatif getiri makası olduğu sürece, kalkıcı bir toparlanma hayladan öteye geçmeyecektir. Haftalardır bültenimizde, sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide, hem döviz kurunun hem de faizin birlikte kontrol edilemeyeceğini söyleyerek, Mundell Fleming modeline atıfta bulunuyoruz!”