Ayşegül Baybars, yazılı açıklama yaparak hükümeti eleştirdi.
Çöken ekonomiyi, kepenk indiren esnafı, işsiz kalan insanları düşünen planlar ortaya koyması gerekirken, hükümetin gündeminin hala atamalarla meşgul olduğunu ve herhangi bir politika oluşturmadıklarını iddia eden Baybars, “Hükümetin kurulduğundan bugüne alınan kararlara; kararlar arasında ülkenin sağlık politikalarına, ekonomi politikalarına, yüksek öğrenim, turizm politikalarına çare üretecek, bu konularla ilgili acil eylem planı oluşturacak, kısa-orta veya uzun vadeli planlama yapacak tek bir öneri ve çözüm modeli yok. Yapılanlar, bizlerin hükümette olduğu dönemde yapılan ve süreleri dolan bazı teşviklerin bazı desteklerin, sürelerinin uzatılmasından ibaret” dedi.
“ÇALIŞTIĞINI SÖYLÜYOR AMA ORTADA BİR PLANLAMA VEYA TARİH YOK”
Milli Eğitim Bakanı’nın, eğitim başlaması ve yüksek öğrenimde planlama yapılması için ciddi bir çalışma yürüttüklerini söylediğini ancak ortada herhangi bir çalışmanın veya verilen gerçekçi bir tarih olmadığını savunan Baybars, eğitim ve yüksek öğrenimle ilgili somut bir planlamanın hala olmadığı, zikredilen tarihlerin günü geldiğinde ertelendiğini, vaat edilenlerin yapılmadığını iddia etti.
Hükümetin turizm emekçilerinin eylemdeki haklı taleplerine dün cevap vermesi gerektiğini ancak herhangi bir açıklama yapmadığını da savunan Baybars, “Üç aylık hükümet döneminin sonunda herkes turizmde nasıl bir planlama yapılacağının, 1 Haziran’da nasıl açılacağının, ülke turizminin yeniden nasıl canlanacağının, turistin nasıl geleceğinin planının açıklanmasını beklerken bizim Turizm Bakanı’mız üst kurul kurma peşinde. Üst kurullara bir yenisi daha ekleniyor ama ortada sonuç var mı, yok!” diye konuştu.
“HÜKÜMET AÇILIP KAPANMANIN NEDEN OLDUĞU EKONOMİK KRİZLE İLGİLENMİYOR”
Başbakan’ın Avrupa Birliği’yle KKTC’yi kıyaslamayı sevdiğini ama başında bulunduğu hükümetin tüm dünyanın dört başlıkta topladığı pandemiyle mücadele planının bir maddesini dahi ülkede uygulamadığını savunan Baybars, bu maddelere ilişkin bilgi ve görüşlerini şöyle aktardı:
“Birincisi sağlık yönetimi, altyapı ve teknik donanımın artırılması, sağlık sisteminin iyileştirilmesi, sağlık çalışanlarının güvence altında çalışması, aşılama programının hayata geçirilmesi. Sağlık Üst Kurulu’nun ortaya koyduğu doneler ışığında sektörlerin ve ülkelerin açılma ve kapanmanın nasıl olacağının planlanması. Açılma ve kapanmanın yarattığı ekonomik ve sosyal sorunlarla mücadele yöntemi ve ekonomik ve sosyal sonuçların yarattığı krizle mücadele. Tüm bu mücadele yöntemlerine baktığınızda görüyoruz ki; bizim hükümetin tek ilgilendiği konu, sağlıkta rakamların ne olduğu ve nasıl açılıp kapanacağımızdır. Açılıp kapanmanın yarattığı ekonomik krizle ilgilenilmiyor. Hükümette bir sorumluluk anlayışı göremiyoruz. Batan insanlara can suyu verecek, ekonomiyi kurtaracak bir vizyon, sosyal politikalar üzerine bir acil durum planı yok. Elbette biz pandemiyle mücadeleyi, sağlığımızı korumayı bir şekilde atlatacağız ama sanırım çöken ekonomimizi, kepenk kapatan esnafımızı kurtarmak ve karşı karşıya kaldığımız krizi yönetmek diğer ülkelerinkinden çok daha uzun zaman alacak.”
“DEVLET EŞİTLİK İLKESİNE UYGUN ŞEKİLDE TÜM KESİMLERE YARDIM ELİ UZATMALIDIR”
Krizin ülkede herkesi etkilediğini ancak bazılarını daha çok etkilediğini kaydeden Baybars, ekonomik krizin yanı sıra işsizlik oranının ve kepenk indirenlerin sayısının da oldukça arttığına işaret etti.
Seyahat acenteleri, kiralık araç şirketleri, rehberler, taşımacılıkla uğraşanlar, müzisyenler ve tek geçim kaynağı sanat olan insanların bu süreçte neredeyse hiç çalışmadığını ve büyük mağduriyetleri olduğunu kaydeden Baybars, devletin eşitlik ilkesinden ödün vermeden herkese yardım etmesi gerektiğinin altını çizdi.
Baybars, “İster kapanmış olsun isterse faaliyetlerine ara verilmiş olsun küçük esnaf ve işletmeler başta olmak üzere, kira ve elektrik borçlarını ödeyemez durumdalar. Bu konuyla ilgili tedbir alınması şarttır. Şu an kimse kiralarını ödeyemiyor, kiralarla ilgili düzenleme yapılması lazım. Sanayi sektöründe, tarımsal kiralarda, devlet emlak malzemenin kiralarında da ciddi bir adım atılması mutlaka gerekiyor. Bizim dönemimizde biz bir çalışma yaparak yürürlüğe koymuştuk. Özellikle döviz krizi yaşandığı döneminde de kur sabitleme yoluna gitmiştik. Bence kur sabitleme konusunda da çare üretilmeli, sosyal sigorta vergi vb. ödemelerle ilgili gecikme zamlarına, teşviklere yönelik yeni destekler açıklanmalı” dedi.
“EKONOMİK BÜYÜME İYİCE DARALDI, İŞSİZLİK CİDDİ ORANDA ARTTI”
Çalışma Bakanlığı’ndan ve Ekonomi Bakanlığı’ndan sağlıklı veri paylaşımı yapılmadığını ve bu konuda şeffaf olunmadığını ileri süren Ayşegül Baybars, ilgili sektörlerden edindiklerini söylediği verileri de şu şekilde paylaştı:
“Bu sürede 5 binin üzerinde işyeri kapanmış. 20 bin Türkiye vatandaşı, 10 bin diğer ülke vatandaşları ülkelerine dönmüş. 10 bin KKTC vatandaşı işsiz kalmış. Sektörün içindeki insanlar, ekonomik büyümenin iyice daraldığını söylüyor. Bu verilen teyit edilmesi lazım. Eğer doğruysa işsizlik çok ciddi boyutta demektir. Bununla ilgili ne önlem alınıyor? İstihdamı teşvik eden politikalar adına ne yapılıyor? İşsizlik tek başına parasızlık demek de değildir. İşsizlik aynı zamanda sosyal ve psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor. İşsiz kalanların evlerinde sorun başlıyor, çocuklarının eğitimi sıkıntıya giriyor, ev içi şiddete meyil artıyor. Bu konuda Çalışma Bakanlığı’nın Sosyal Hizmetler Dairesi’yle birlikte işsizlikle nasıl mücadele edeceğini belirlemesi gerekiyor”.
“KADINLARA, GENÇLERE VE MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ SAHİPLERİNE ÖZEL AYRI BİR ÇALIŞMA YAPILMALI”
Yayınlanan 2020 İş Gücü Anketiyle ilgili bilgiler de aktaran Baybars, şunları kaydetti:
“İşsizlik oranı (genel) %10, genç nüfusun işsizlik oranı %29.3. Ciddi sayıda genç işsiz var. Kayıtlı işsiz sayısı 8 bin 712 erkek, 6 bin 238 kadın toplam 14bin 950 işsiz var ve bu çok büyük bir rakam. Kadınlara baktığımızda çok daha dezavantajlı bir durumdan söz etmek mümkün. İstihdam edilenlerin sadece % 33.8’i kadın. Bu kadınların %90’ı hizmet sektöründe çalışıyor. Bu da kapalı olan hizmet sektöründe işsiz kalan kadınların sayısı çok daha fazla anlamına geliyor. Diğerlerine göre daha dezavantajlı gruplar için ayrı bir destek ve teşvik politikası olmalıdır. Ekonomik krizi ve sosyal patlamaları ortadan kaldırmak çok önemlidir ve tüm hükümetin sorumluluğudur. Sosyal Yardım Tüzüğü yürürlüğe girdi ama covid nedeniyle işsiz kalan dar gelirli Yardıma muhtaç kişilere yapılması gereken ödeme hala yapılmadı. Ne bekleniyor? Nasıl bir planlama yapılıyor? Hükümet kendi iç kavgalarından fırsat bulup sokağa inerse görebilir; insanlar aç, kan ağlıyor. Bu konuda hükümete çok büyük bir görev düşüyor”.