Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Erhürman, hükümeti kurma görevini aldıklarında tüm partilerle istişare ettiklerini, dörtlü koalisyon ihtimalinin ortaya çıktığını ancak güven duygusunun bu hükümetin kurulmasında eksik kaldığını açıkladı.
CTP’den yapılan yazılı açıklamaya göre Tufan Erhürman, bu sabah gündemdeki konulara yönelik açıklamalar yaptı.
Kıbrıs Türk halkına ait kurumsal yapıların “zarar görüp tahribata uğradığını” savunan Erhürman, bu kurumsal yapıların bu kadar yıpratılmasının olumlu bir işaret olmadığını dile getirdi.
UBP’nin “Başbakan seçiyoruz” diyerek kurultay yaptığını ancak bu kurultayın tamamlanamadığını anımsatan Erhürman, seçimin tamamlanamamasından dolayı hükümet kurulma sürecinin bu kadar uzadığını anlattı.
HP’de yaşanan istifalara da değinen Erhürman, aylardır bu konunun konuşulduğunu, tam da azınlık hükümetinin kurulacağı dönemde istifaların gerçekleştiğini ancak bu kişilerin istifalarının hükümet kurma çalışmalarıyla ilgileri olmadığına yönelik açıklamalar yaptıklarını kaydetti.
“KİM GÜVENOYU VERECEK, KİM VERMEYECEK ÖNGÖREMİYORUM”
Dörtlü koalisyonun güvenoyu safhasına takıldığını dile getiren Erhürman, “Güvenoyu söz konusu olduğunda kim verecek, vermeyecek bunu öngöremiyorum. Hadi güvenoyu köprüsünden geçtik, ondan sonrasında ansızın güvensizlik önergesi verildiğinde kim ne yapacak onu da kestiremiyorum lafını söyledim güvenmediğimi açıklarken…” dedi.
Dörtlü koalisyonun kurulması halinde bunların yaşanabileceğini öngördüklerini ifade eden Erhürman, bu riski almadıklarını ve almadıkları için de son derece memnun olduklarını belirtti.
CTP’yi hükümet noktasından döndürenin güvensizlik duygusu olduğuna işaret eden Erhürman, “Topluma bunu yaşatsaydık hep birlikte altında kalacaktık” dedi.
“BAĞLAYICI KURALLAR KOYMA İHTİYACIMIZ OLACAK”
Hükümetin kurulmasının ardından bütçe görüşmelerine başlanacağının altını çizen Erhürman, komite safhasında CTP’nin de şartları olacağını, bu şartları açıkladıklarında toplumun da onay vereceğini söyledi ve şartların bütçenin geçmesini engelleyecek şeyler olmayacağını kaydetti.
Erhürman, “bu güvensiz ortamda bütçenin yönetimiyle ilgili bazı noktalarda bağlayıcı kurallar koyma ihtiyaçları olacağını” söyledi.
Bütçe Yasası’nda istihdamlarla ilgili kısıtlamalar isteyeceklerini de ekleyen Genel Başkan Tufan Erhürman, “Eğer konulmazsa, orada uğraşırız. İstedikleri kadar istihdam yapamazlar, Bütçe Yasası’yla buraya düzenlemeler getirilmelidir” dedi.
“ÜLKEYİ SEÇİME SAĞ SALİM GÖTÜRMELERİ GEREKİR”
Kurulacak hükümetin ülkeyi sağ salim seçime götürmesi gerektiğini işaret eden Erhürman, “Yeni vatandaşlıklar, yeni istihdamlar, yeni ihaleler, yeni sanayi bölgelerinde arsa dağıtımları gerçekleşecekse, artık bu memleketin altı üstüne gelir” dedi.
Kurulacak hükümetin Seçim Yasası’nı değiştirmesi gerektiğini kaydeden Erhürman, bunun zaman alabileceğini belirtti.
Erhürman, hükümeti kurma görevinin CTP’de olduğu dönemde tüm partileri gezerek ilkelerini açıkladıklarını, herkesin de bu ilkelere onay verdiğini, bir tek YDP ile Vatandaşlık Yasasında tartışılması gereken noktalar olduğunun söylendiğini kaydetti.
Erhürman, tüm partilerin bu ilkeler etrafında hemfikir olduklarını kendilerine söylediklerini, bu koalisyondan da bu ilkeleri hayata geçirmelerini beklediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı’nın son dönemlerde iç siyasete karıştığını ileri süren Erhürman, şöyle devam etti:
“Benim ‘Cumhurbaşkanı aktif olmalıdır’ dediğim şey, Cumhurbaşkanı siyasete bulaşmalı ve siyaset açısından tercihlerde bulunması değildir tabii ki. Yani Cumhurbaşkanı yürütme içerisindeki görev ve yetkilerini kullanmalıdır ki bu memleketteki istikrarsızlık sorunu da aşılabilsindi söylediğim.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Başbakanlık görevinden ayrılırken kimseye vekalet bırakmamasından dolayı ülkenin bu hallere düşürüldüğü görüşünü yineleyen Erhürman, bunlar yaşanırken Cumhurbaşkanı’nın “bir de iç siyasete karışarak herkese laf yetiştirmeye başladığını” savundu.
Cumhurbaşkanlığı makamının bu ülkenin en önemli makamı ve dışa açılan tek penceresi olduğuna dikkat çeken CTP lideri Erhürman, içeride ise istikrarlı ve ülkeyi bütünleştirebilecek tek makam olduğunu ancak Tatar’ın tam tersini yaptığını ve toplumu kutuplaştırdığını iddia etti.
Erhürman, bu makamın bu şekilde kullanılarak hem içeride hem de dışarıda işlevini yerine getiremeyecek bir makam haline geldiğini savundu.
“FİKİRLERİMİZE ÖNEM VERİLMİYOR”
Cumhurbaşkanı’nın siyasi parti başkanlarının fikirlerine “kulak tıkadığını” iddia eden Ehürman, Ersin Tatar’ın seçime giderken en büyük vaatlerinden birinin Ulusal Konsey oluşturmak olduğunu ancak gerek Jane Holle Lute’un gelişinde, gerekse Maraş konusunda siyasi parti başkanlarıyla bir toplantı düzenlenmediğini söyledi.
Bir tek bütçe konusunda bir toplantı yapıldığını, bu toplantıda da Maraş konusunu kendisinin gündeme getirdiğini kaydeden Erhürman, bu konuları Cumhurbaşkanı’yla konuşamayacaklarsa, halk adına konuşma ihtiyaçları bulunduğunu vurguladı.
“YÜZDE 52’LİK OY HALKIN YÜZDE 100’LÜK KISMI İÇİN YANLIŞ KARARLAR ALMANIZA İZİN VERMEZ”
Maraş konusunda Kıbrıslı Türklerin haklı olduğunu her platformda dile getirdiğini söyleyen Erhürman, şunları kaydetti:
“Ama Maraş’ın açılması ile ilgili de diyorum ki önce askeri bölge olmaktan çıkarılmalı, iade kapsamına alınmalı ve BM ile aynı anda istişare ve müzakereye geçilmeli. Çünkü Güvenlik Konseyi kararında sadece mal mülk değil yazan, başka şeyler de var. Ben bilirim ben yaparım olur zihniyetiyle bir yere varılması mümkün değil” dedi.
Tatar’a seslenen Erhürman, “Seçimde aldığınız yüzde 52’lik oy, memleketin yüzde 100’lük kısmı için yanlış kararlar almanıza izin vermez” dedi.
“MEMLEKETİ DÜNYAYA AÇMAK YERİNE KAPATIYOR”
Rum lider Nikos Anastasiadis’in başkanlık kariyeri boyunca en rahat dönemlerinden birisini geçirdiğini belirten Erhürman, “Crans Montana’da siyasi eşitlik gibi bir ilkeyi reddettiği için masadan kalkan, BM parametrelerini tarumar eden kişi, şu anda BM parametrelerinin yılmaz bir savunucusu rolünü oynama şansına sahip kılınmış, emekliye ayrılması gerekirken, sahnelere yeni dönmüş bir oyuncuya döndürdük Anastasiadis’i…” ifadelerini kullandı.
Erhürman, Ersin Tatar’ın memleketi dünyaya açmak yerine kapıları daha da çok kapattığını iddia etti.