TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Oruç Reis sismik araştırma gemisinin bakım için limana dönmesi üzerine Yunanistan’dan daha ılımlı mesajlar gelmeye başladığını; fakat maksimalist tutumlarından vazgeçmediklerini söyledi. Çavuşoğlu, Oruç Reis’in limana dönmesiyle ilgili muhalefetin eleştirileri hakkında ise, “Periyodik bakım zamanı geldiği zaman gemi, limana gelir ve periyodik bakım yapıldığı zaman alana döner. Dolayısıyla bu bakımın yapılması 90 günlük veya 50 günlük ne kadar sürecekse sizin yapılacağınız faaliyetten taviz verdiğiniz anlamına gelmez” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CNN Türk ekranında moderatörlüğünü Ahmet Hakan’ın yaptığı ‘Tarafsız Bölge’ programına katıldı. Ahmet Hakan ile gazeteciler Murat Çelik ve Dicle Canova’nın sorularını yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz ile ilgili 2- 3 gündür Yunanistan’dan daha ılımlı mesajlar geldiğini belirterek, “Daha önce gerginliği arttırıcı mesajlar veriyordu. AB’yi arkasına alarak Rum Kesimi ile beraber çözüme yanaşmayan bir ülke tutumu vardı” diye konuştu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ricası üzerine diplomasi için bir fırsat oluşturmak istediklerini aktaran Çavuşoğlu, “Oruç Reis gemisi, daha önce faaliyet gösterdiği alana gitmeden önce diplomasiye bir fırsat vermek istedik. Bu jestimize karşı Yunanistan tam tersi adımlar attı. Hatta ortak bir açıklama yapacaktık 7 Ağustos’ta. Bu açıklamayla da istikşafi görüşmeler, güven arttırıcı toplantılar askerler arasında, aynı şekilde Dışişleri Bakanlıkları arasında siyasi istişarelerin başlayacağı, yüksek düzeyli işbirliği toplantısı var, onu Selanik’te yapacaktık. Bunları açıklayacaktık. Fakat saniyeler kala Yunanistan Mısır’a giderek bir anlaşma imzaladı. Dolayısıyla çözümden yana olmadığını gösterdi. Biz de kararlılığımızı sahada gösterdik. Fakat son zamanlarda daha ılımlı mesajlar gelmeye başladı” açıklamasında bulundu.
‘MAKSİMALİST TUTUMLARINI SÜRDÜRÜYORLAR’
Bakan Çavuşoğlu, son dönemde Yunanistan’dan gelen ılımlı mesajları, adımlarındaki başarısızlıklarına ve AB’den bekledikleri desteği bulamadıklarına bağladı. Çavuşoğlu, “Oruç Reis’in bakım için limana dönmesini bahane ederek daha ılımlı mesajlar vermeye başladılar ama bir taraftan da ‘Olumlu bir adım, bunun daha fazlasını istiyoruz’ diyerek maksimalist tutumlarını sürdürüyorlar” dedi.
‘FAALİYETTEN TAVİZ VERDİĞİNİZ ANLAMINA GELMEZ’
Oruç Reis gemisinin belirlenen 90 günlük araştırma süresinin tamamlanmadan bakım için limana dönmesi üzerine muhalefetten gelen eleştirileri cevaplayan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Gemilerde ve uçaklarda hatta kullandığınız araçlarda da rutin bakımlar yok mu? Uçuş planınızı da yaparsınız ama periyodik bakımları uçaklara yapmak zorundasınız. Peki, gemide aynı şekilde periyodik bakım geldiği zaman illaki parça değiştirmeniz gerekiyor. İkmal kısmı kolay ama bakım orada yapılamaz. Bir de açık havada gemi demirleyemez. Normal bir gemi değil, bir de aynı şekilde açıklarda da geminin demirlemesi mümkün değil. Gemi durursa aynı şekilde savaş gemilerinin de orada durması gerekiyor korumak için. Periyodik bakım zamanı geldiği zaman gemi, limana gelir ve periyodik bakım yapıldığı zaman alana döner. Yavuz gemimiz örneğin kısa bir zaman önce bakımını tamamladı tekrar Doğu Akdeniz’e döndü, sondajını sürdürüyor. Aynı şekilde Barbaros Hayrettin Paşa da bakımından sonra sismik araştırmalarını sürdürüyor. Dolayısıyla bu bakımın yapılması 90 günlük veya 50 günlük ne kadar sürecekse sizin yapılacağınız faaliyetten taviz verdiğiniz anlamına gelmez.”
‘YUNANİSTAN, BU ORTAMI BİR FIRSATA ÇEVİREBİLİR’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Yunanistan’a Oruç Reis’in bakım için limana dönmesi üzerinden mesaj gönderdiğini anımsatan Çavuşoğlu, “Geçmişte bir fırsat oldu ama Yunanistan bunu ters tepti. Şimdi Cumhurbaşkanımız da net bir şekilde söyledi. ‘Gemimizi rutin periyodik bakım ve ikmal için bölgeden limana çektik. Bu süreci Yunanistan da bir fırsat olarak değerlendirebilir’ demiştir. Merkel’e de söyledi. Biz de yaptığımız açıklamalarda aynısını söyledik. Yunanistan esasen, bizden bir şeyler beklemektense kendisinin de olumlu adımları atarak bu ortamı bir fırsata çevirebilir. Biz bu adımları neden attık? Rum Kesimi ve Yunanistan, yıllardır Mısır’la, İsrail’le anlaşmalar imzalayarak kendi bölgelerinde değişik firmalara lisanslar vererek tek taraflı faaliyetlerini devam ettirdi. Biz burada da ciddi uyarılarda bulunduk. Sonra da üçlü- dörtlü formatlarda gaz formu oluşturarak ‘Doğu Akdeniz Gaz Formu’ gibi platformlar oluşturarak Türkiye’yi tamamen dışlamaya çalıştılar. Ve de Kıbrıs Türk halkının haklarını yok saydılar. Bu sefer sadece Barbaros Hayrettin Paşa değil, kendi sondaj gemilerimizi satın alıp bölgede faaliyete başladık. Ondan sonra da bunların sesi çıkmaya başladı” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Oruç Reis gemisinin sismik araştırma yaptığı bölgedeki hakkının da saklı olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, “Dolayısıyla bu fırsat da değerlendirilir, değerlendirilmez. Değerlendirilmezse biz yine aynı şekilde bakım bittikten sonra faaliyetlerimizi kararlı şekilde bugüne kadar sürdürdüğümüz gibi sürdüreceğiz” dedi.
‘MÜZAKERELER SONUÇ ALICI VE HAKKANİYET ÇERÇEVESİNDE OLSUN’
Yunanistan’ın hazırlattığı Sevilla haritasına ilişkin konuşan Çavuşoğlu, şöyle dedi:
“Yunanistan’ın bu haritayı kabul etmediğini bir kere açıklaması gerekiyor. Bu harita durduğu sürece sorunları çözmemiz mümkün değil. Bu harita olduğu sürece müzakere de olmaz. Müzakere olsa da sonuç elde edemezsiniz. Sonuç elde edemedikten sonra da laf olsun diye, dostlar alışverişte görsün diye bir araya gelmenin faydası yok. Buradan müzakere istemiyoruz yorumu çıkmasın. Biz müzakere istiyoruz ama müzakereler sonuç alıcı ve hakkaniyet çerçevesinde olsun.”
‘FRANSA, GERGİNLİĞİ ARTIRIP SİLAH SATMAK İSTİYOR’
Çavuşoğlu, Almanya’nın Doğu Akdeniz’e ilişkin daha sağduyulu, objektif ve yapıcı olduğunu belirterek, Fransa’dan farklı bir tutum sergilendiğine dikkat çekti. Fransa’nın, AB ve Orta Doğu liderliğine oynadığını değerlendiren Çavuşoğlu, “Fransa bu gerginlikleri artırarak silah satmak istiyor. Libya’da da öyle. Silah satan firmalar o ülkedeki bir bakanın şehrinde. Onun şehrindeki firmalar hep satıyor” ifadelerini kullandı.
‘YUNANİSTAN, 1960’DAN SONRA ADALARI SİLAHLANDIRMAYA BAŞLADI’
‘Yunanistan’ın Ege adalarını AK Parti döneminde silahlandırdığı ve hükümetin sessiz kaldığı’ iddialarını yalanlayan Bakan Çavuşoğlu, 1960’dan sonra adaların silahlandırılmaya başlandığını ve Türkiye’nin uyarılarda bulunduğunu söyledi. Çavuşoğlu, “Bu adaların silahlandırılmasıyla ilgili Yunanistan’ın hatta geçmişte NATO’nun güvenlik planlarına dahil etme çabası var. Biz hep buna itiraz etmişiz ve bu kapsama sokmadık” dedi.