Covid-19’dan korunmaya çalışıyoruz ve bir ara ipin ucunu kaçırsak da sağlık anlamında iyi korunduk, mart ayından bu yana 5 kişi yaşamını kaybetti.

Peki trafik kazaları ya da trafik çarpışmalarından korunabiliyor muyuz?

Hayır korunamıyoruz, trafik ülkemizde dünyayı kasıp kavuran Covid-19’dan bile daha öldürücü.

Covid-19’dan 5 kişi öldü ama aynı dönem içinde trafik çarpışmalarında tam 21 kişi hayatını kaybetti.

Mart ayından bu yana Covid-19’dan ölen kişi sayısına, trafikte son altı günde ulaşıldı.

Evet, son altı günde trafikte 5 kişi, toplamda 21 kişi yaşamını yitirdi.

İsyan etmemek elde değil, 2020’nin ilk 10 ayında trafikte 21 kişi öldü.

Tabii çok sayıda trafik çarpışması oldu, onlarca kişi ağır yaralandı, ölümün kıyısından döndü.

Geçen gün saydım, aynı gün içinde tam 7 ciddi trafik çarpışması oldu.

Peki şimdi biz Covid-19’dan mı korkalım yoksa trafik çarpışmalarından/ kazalarından mı?

Deniyor ki; “Covid-19 görünmeyen bir virüstür, göremiyoruz ve bizi ne zaman yakalayacağını bilemiyoruz.”

Peki trafik çarpışmaları da öyle değil mi?

Trafiğe çıkan herkes ölümle burun buruna değil mi?

Siz istediğiniz kadar kurallara uyun, birilerinin bir yerden çıkıp üzerinize çarpıp sizi öldürmesi olası değil mi?

Birçok ölüm böyle gelmiyor mu trafikte?

Bir yerlerden uçup gelip insanları öldürmüyor mu kurallara uymayan bir başkası?

Covid-19 virüsünü göremediğimiz için korkmalıymışız, trafikte görebiliyor muyuz, görebilme şansımız olabiliyor mu?

Hayır, ölüm gelip insanları buluyor…

Ancak bir farkı var; Cıvid-19 yeni bir olay ve ona karşı aşı ve ilaç aranıyor, trafik ise uzun yılların sorunu ve ona ilaç veya aşı da fayda etmiyor.

Evet, trafikte ölüm gelip insanları buluyor da farkına bile varamıyorlar ama o ölüme neyin neden olduğunu bildiğimiz halde tedbir alamıyoruz.

Birçok şey ölüme neden oluyor trafikte; altyapı yetersizliği, denetimsizlik, eğitimsizlik, plansızlık, umursamazlık, iş bilmezlik/ beceriksizlik, caydırıcı olamamak, yasa/kural tanımamak…

Bunların tümü trafikte ölüm getiriyor ama “kurallara uymadı”, “süratli kullanıyordu”, “dikkatsiz kullandı” deyip hep sürücülere yüklenmeye çalışılıyor suç.

Halbuki bu kadar basite indirgenmeyecek kadar ciddi ve geniş platformda ele alınması gereken bir olaydır trafik…

Bir bütün politika olarak ele alınmalı ve saydığımız tüm etkenler birbirine bağlanarak ortadan kaldırılmalıdır.

Trafik politikası diye bir şey yok ki, yaratılamadı, bir bütün olarak ele alınamadı, gerekli maddi kaynak da ayrılmadı, gerekli tedbirler de alınamadı, hep “bir şeyler yapar gibi” davranıldı, hep sorunun etrafında dolandılar, rutin trafik işleri için bile gerekli kaynak aktarılmadı.

Ne kendileri bir politika yaratabildi ne de bu işi bilenleri dinlediler…

Boşuna konuşuyorum aslında, yollardaki çukurları doldurmaktan, yol tamiratı yapmaktan, silinen çizgileri boyatmaktan, bozuk kavşakları tamir etmekten aciz bir devletin trafik politikası ve trafik kültürü yaratmasını bekliyoruz.

Patır patır insanlar trafikte ölüyor ve “vah vah” demekten, üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimizden.

Trafikte vatandaşımız da ölüyor, bu ülkede çalışmaya gelenler de ölüyor, eğitim almaya gelenler de ölüyor, kimse bu ölüm çukurundan kurtulamıyor.

Trafik ölümleri için artık ne söylenecek söz ne de gazetelerde atılacak başlık kaldı…

Yığınla öneri yapıldı, onlarca uzman, onlarca bilirkişi söylenecek her şey söyledi, gazeteciler trafikteki ölümler için artık benzer bir şey olmasın diye haberlerine aradıkları başlığı bulamıyor çünkü tüm başlıklar atıldı.

Her şeyi tükettik trafikte de çarpışmalara, ölümlere çare bulamadık.

Covid-19 salgını, cumhurbaşkanlığı seçimi, UBP Kurultayı falan derken yolların kana bulandığını da görmez olduk galiba.

Covid-19’dan korkun, korunun ama bu ülkede esas trafik çarpışmalarından korkun…

Yakında hükümet değişecek yine ve yeni bir hükümet, belki yeni bir Ulaştırma Bakanı göreve gelecek ve de biz yine bir hayli masal dinleyeceğiz trafikle ilgili ama gerçeğe dönüşüp de trafik çarpışmalarını engelleyemeyecek bu masallar…

Birçok şeyden umudum olmadığı gibi, trafik sorununa çare bulunacağına da inanmıyorum.

Bu ülkeyi yönetenler, denetim özürlü, gerçekten çare bulma istekli olmadığı, trafiği sorun olarak görmediği ve popülizmle, günü geçirme derdinde olduğu sürece bu sorun çözülmeyecek.

Bu ülkeyi yönetenlerin bu sorunu çözmeye niyeti yok, hele içinde bulunduğumuz günlerde hiç ama hiç yok… “Bari siz kurallara uyun ve trafik magandalarından korunmaya çalışın” diyeceğim ama bunun yeterli olmadığını biliyorum… Ben şansa, kadere inanmadığım halde, ölmemek için trafik şansının da yanınızda olmasını diliyorum çaresizce… Düştüğümüz duruma bakar mısınız?