CUMHURBAŞKANI VE BAĞIMSIZ CUMHURBAŞKANI ADAYI ERSİN TATAR, LEFKE MİTİNGİNDE KIBRIS TÜRK HALKINA SESLENDİ:
UCUZ POPÜLİZM YAPMIYORUZ!
Cumhurbaşkanı Tatar sözlerine,
“Halkımızın şaşmaz sağduyusunda buluşan, sağduyu ittifakını oluşturan sizleri ve bu ittifakı oluşturan her kademedeki en yeni üyesinden genel başkanlarına kadar UBP, DP ve YDP’lileri saygıyla selamlıyorum. Siyasi görüşü ne olursa olsun, hangi kökenden, nereden gelirse gelsin, bana oy versin yahut vermesin, Halkın Cumhurbaşkanı olarak bütün vatandaşlarımızı kucaklıyorum. Halkımızın her bir ferdi benim için kıymetlidir, önemlidir. Halkın içinden çıkmış bir Cumhurbaşkanı olarak makamda, koltukta oturan değil daima halkımın, sizlerin arasında olduğum için, gece gündüz sizlerin dertleriyle dertlendiğim için bana kızıyorlar” diyerek başladı.
CTP VE ADAYININ ZİHNİYETİ; HALKI KÜÇÜMSEMEKTİR
Tatar, CTP ve adayını sert sözlerle eleştirdi ve “Kim kızıyor? CTP kızıyor, CTP’nin adayı kızıyor. Ersin Tatar neden bu kadar çok köy geziyor, düğünlere, cenazelere gidiyor, neden bu kadar halkın içinde dolaşıyor diye kızıyorlar. Cumhurbaşkanı’nı halk seçiyor. Halkın oyuyla o makama geliniyor. Halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın halkıyla, sizlerle görüşmemden neden rahatsız oluyorlar? Bunların zihniyeti budur. Bunlar bir yandan ucuz popülizm yapar ve olmadık sözlerle vaatler verir ama bir taraftan da halkı daima küçümserler, halka uzak dururlar” dedi.
CTP adayının Türkiye ile ilgili sözlerini de eleştiren Tatar, “CTP’nin adayı şimdi tam seçim öncesi Türkiye ile de görüşeceğiz diyor. Seçilirse ilk ziyaretini Türkiye’ye yapacağını söylüyor. Hani bir söz vardır: e günaydın derler adama. Bugüne kadar aklınız neredeydi? Neler dediniz bugüne kadar Anavatan Türkiye için biz bilmiyor muyuz? CTP’nin adayı Türkiye’yi vesayetçi olarak suçlamadı mı? Türkiye’nin vesayeti kalkmadan ekonomimiz düzelmez demedi mi? Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüce Meclisimize, milli iradenin toplandığı yere geldiğinde bunlar Meclise katıldılar mı? Hayır katılmadılar. Rum’u protesto edeceklerine, Rum’un zihniyetini, tutumunu kınayacaklarına Anavatan’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı protesto etmediler mi? Bunların zihniyeti budur.” ifadelerini kullandı.
“O’NUN TEK VAADİ KKTC’Yİ RUM’A YAMA YAPMAK”
Tatar, CTP adayının Kıbrıs meselesi ile ilgili sözlerine sert tepki gösterdi ve şunları kaydetti:“CTP’nin adayı daha bir hafta öncesine kadar ne diyordu? Kıbrıs meselesini ben çözerim diyordu. Biz de diyorduk ki herhalde elinde bir sihirli değnek var. Şöyle bir savurdu mu hop bütün sorunlar çözülecek. Yahu çözse senin altında çalıştığın, seninle aynı çizgideki ağabeylerin çözerdi. Talat çözerdi, Akıncı çözerdi. Çözebildiler mi? Hayır çözemediler. Bunlar neyi yaptı da bugüne kadar, hangi eseri hizmeti ortaya koydu da çözebilecekler? Hayır çözemezler. CTP’nin adayı baktı ki pabuç pahalı, Kıbrıs Türk Halkı bu içi boş çözüm laflarına inanmıyor, geçenlerde çıktı dedi ki hayır ben çözüm vaat etmiyorum, dedi. Ne oldu da çark etti? Aylardır ben çözeceğim, şöyle çözeceğim, böyle çözeceğim diyordun. Ama önceki gün bir programa çıkmış, ne dedi. Çözüm vaat etmiyorum, dedi. Şimdi şu soruyu sormak hakkımız değil mi? Ne oldu? Niye çark ettin? Artık çözüm vaat etmiyorsan bu kadar lafazanlığı neden ettin? Çözümün yoksa neyi vaat ediyorsun? Ben söyleyeyim: Onun tek vaadi Kıbrıs Türkü’nü Rum’a yama yapmaktır. KKTC’yi Rum devletine yama yapmaktır. Bu kadar açık. Bu kadar net söylüyorum.”
“MAAŞLARI ÖDEYEMEDİLER, KAÇIP GİTTİLER”
Tatar, CTP adayının başbakanlık dönemini eleştirerek, “CTP’nin adayının 15 ay başbakanlığı var. Hatırlıyor musunuz ne yaptığını? Bir tane hizmeti oldu mu Lefke için, bir tane eseri oldu mu Lefkeliler için? Kıbrıs Türk Halkı için, sizler için başbakanlığında ne yaptı? Bakın ben söyleyeyim. Maaşları ödeyemediler maaşları. Sonunda ne yaptı? Bıraktı kaçtı gitti hükümetten. Kaçıp giderken de ne dedi, Hükümeti Ersin Tatar kursun dedi. Ersin Tatar istikrarlı bir hükümet kurar dedi. Ben devraldım o hükümeti ve bugüne kadar da geldik sizlerin iradesiyle, sizlerin teveccühüyle. İşte bizim farkımız budur. Ersin Tatar olarak ben, makam için, koltuk için aday değilim. Bu halk bana her makamı layık gördü. Milletvekilliği, Maliye Bakanlığı, Başbakanlık, Genel Başkanlık, Cumhurbaşkanlığı yaptım. Tek bir amacım vardı o da sizlere daha çok hizmet getirmek, daha çok eser ortaya koymak. Bizim farkımız da bu zaten. İçi boş, soyut vaatler bizde yok. Bizde iş var, bizde hizmet var, bizde eser var. Bunları şaşırtan, kızdıran da bu zaten” şeklinde konuştu.
GELENEKSEL FEDERASYON OYUNLARI…
Tatar, geçmiş müzakereleri hatırlatarak, “Bugüne kadar Kıbrıs Rum ve Türk tarafları arasında çok çeşitli tarihlerde ve yerlerde defalarca görüşme yapıldı 2+1, 5+1 türlü türlü görüşmeler yapıldı. Sonuç ne oldu? Kıbrıs Türkü bu zirvelerden, müzakerelerden tek bir fayda elde edebildi mi? 2004’te Annan Planına evet diyen biz olduk. Rumlar hayır dedi. Biz karşılığında ne aldık? Rumlar ne aldı? Onlar AB üyesi yapılırken, AB’nin parasıyla keyif çatarken bize bir şey verdiler mi? Gasp ettikleri haklarımızı iade ettiler mi? Hayır etmediler. 2017’de Crans Montana’da Rumlar aldıkları bütün tavizlere rağmen sıfır asker sıfır garanti ısrarıyla yine masayı yıkıp kaçtılar. Sonuç ne oldu? Kıbrıs Türk Halkı bir şey alabildi mi?” diye sordu.
RUM’UN ZİHNİYETİ DEĞİŞMEDİ!
Tatar, Rum tarafının değişmeyen zihniyetini ise şöyle özetledi: “1963’ten bu yana Kıbrıs Türklerinin, Halkımızın her kesimi üzerinde, genci, yaşlısı, kadını erkeği, sporcusu, akademisyeni, iş insanı, üreticisi, Rum’un izolasyon ve ambargoları vardır. Bunlar değişti mi? Bunlar kaldırıldı mı? Bırakın bunların kaldırılmasını mevcut sınır kapılarından geçişleri bile zorlaştırmaya çalışıyorlar. Metehan’da araçlı geçiş için memur sayısını bile birden ikiye çıkarmadılar. Rum’un zihniyeti budur. Rum tarafı mevcut statükonun, mevcut durumun değişmesini asla istemiyor. Neden istemiyor? Çünkü Rum’un rahatı yerinde. Rum, Kıbrıs Türkü’nü, sizleri eşiti olarak görmüyor. Adamızın zenginliğini ve gücü paylaşmak istemiyor. Ve bu zihniyet hiç değişmedi. Bu zihniyet değişmeden Kıbrıs Türk Halkının kabul edebileceği bir çözüm nasıl olacak? Bu soruları sormayalım mı? Sıfır asker ve sıfır garanti ortadayken, Anavatan Türkiye’nin garantisi, Mehmetçiğin gücü burada yoksa Kıbrıs Türkü nasıl anlaşacak? Neyi kabul edecek? Ben dün ne dediysem bugün de aynısını söylüyorum. Pozisyonum asla değişmedi. Diyaloğa, görüşmelere daima açığız ancak federasyon masalını, Kıbrıs Türkünü oyalama oyununu bozacağız dedik ve bunda da kararlı ve dik bir duruş gösterdik.”
ATAK DİPLOMASİ İLE TÜRK DÜNYASI İLE GÜÇLÜ BAĞLAR
Tatar, Atak Diplomasi yaklaşımını şöyle anlattı: “Tüketilmiş, eskimiş, modası geçmiş, Rum’un çıkarlarına hizmet eden federasyon defterini kapattık. Eskimiş, çürümüş zeminle, çürümüş temelle yeni ve sağlam bir bina kurulamaz. Yeni ve sağlam bir bina ancak yeni ve güçlü temellerle inşa edilebilir. Hayatında bu ülke için tek bir çivi çakmamış, tek bir eser ortaya koymamış olanlar bunu anlayamaz da kavrayamaz da. Biz bu oyuna gelmedik. Bizden rahatsız olmalarının nedeni budur. Artık eskimiş, tüketilmiş müzakerelerden Atak Diplomasi aşamasına geçiyoruz. Atak Diplomasi sadece uluslararası diplomasi değil, KKTC için, Kıbrıs Türk Halkı için her alanda atak bir siyaset izlemektir. Ulaşımda, iletişimde, tarımda, eğitimde, turizmde, üretimde, ekonomide Anavatan Türkiye ile, Türk Devletleri ile bu ülkeye, sizlere daha çok hizmet getirmek, daha çok eser yapmak demektir.”
TÜRK DÜNYASI ZİRVESİNDE, KKTC’NİN STRATEJİK ÖNEMİ VURGULANDI
Tatar, Azerbaycan’daki Türk Devletleri Teşkilatı’nın 12. Zirvesi ile ilgili olarak şunları söyledi: “Kendi bayrağımızla, devletimizin resmi adıyla karşılandık, ağırlandık ve zirvede diğer devlet ve hükümet başkanlarına Kıbrıs Türk Halkının sesini duyurduk. TDT Zirvesinde ne dedik: KKTC Türk Dünyasının Doğu Akdeniz’deki stratejik kalesidir dedik. KKTC’nin 180 milyonluk büyük Türk ailesinin ayrılmaz parçası olduğunu söyledik. TDT ülkelerinin gençlerinin, KKTC’de bir araya gelebilmeleri için bir Türk Gençlik Akademisi kurulması önerimizi bizzat diğer devlet başkanlarının önünde yaptık.”
CTP ve adayının bu başarıları küçümsediğini belirten Tatar, “Kendi devletlerini, KKTC’yi, Kıbrıs Türk Halkının oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanını küçümsemeye çalıştılar. Bunların zihniyeti budur. Yahu sen oy istediğin bu halkın Cumhurbaşkanını nasıl küçümseyebilirsin? Sen başına geçmek istediğin, maaşını aldığın, koltuğunda oturduğun bu devleti nasıl küçültmeye çalışırsın. Ayıptır yahu.” ifadelerini kullandı.
İÇİ BOŞ VAATLER DEĞİL, HİZMET VE ESER; ÖNCELİĞİMİZ
Tatar, Atak Diplomasi ve somut projelerini isr şöyle aktardı: “Atak Diplomasi, Rum’un oyun planına, sadece Rum’un yararına olan federasyon zemininden çıkıp iki devletli diyalog ve iş birliği modeliyle KKTC’yi dünyaya daha çok açmak demektir. TDT ülkeleri ile bir Kardeş Pazarlar Ağı kuracağımızı seçim bildirgemizde açıklamıştım. Nedir bu? Daha çok üreticimiz, hayvancımız, turistik tesisimiz, üniversitemiz Türk dünyası ile daha çok alışveriş yapsın, ihracat yapsın, kazansın demektir. Lefkeliler kazansın demektir. Biz bunlarla uğraşıyoruz onlarsa her zaman yaptıkları gibi içi boş laflarla havanda su dövüyorlar. Aramızdaki fark bu.”
Tatar ayrıca dünyadaki krizlere dikkat çekti ve “Dünyanın geldiği nokta ortada. Ukrayna’ya bakın, Suriye’ye bakın, masum ve mağdur Filistin Halkının durumuna bakın. Gazze’ye bakın. Gücünüz yoksa her gün tepenize bombalar yağdırabiliyorlar. Kim bir şey yapabiliyor? Arap ülkeleri, AB, Gazze için kılını kıpırdatabildi mi? Hayır. Öte yandan, Rum kesimi hem İsrail’den hem ABD’den hem AB’den silah almanın peşinde. Sürekli olarak silahlanıyorlar. Son beş yılda 3.5 milyar dolardan fazla bir parayı silaha, füzeye yatırdılar. Kimin için silahlanıyor Rum kesimi? Bir de çıkmışlar barış güvercini pozu kesiyorlar. Ağzında İsrail füzesi taşıyan barış güvercini olur mu?” dedi.
Tatar, Rum tarafının agresif tavırlarını hatırlatarak, “Mayıs 2026’da yani önümüzdeki yıl Rum tarafında genel seçimler var. Rum tarafındaki faşist ve ırkçı parti ELAM şu anda üçüncü parti durumunda. Çıkan kamuoyu anketlerine bakıyoruz, seneye belki de ikinci parti konumuna gelecekler. Haddini aşmış Rum askerlerinin Karpazımıza yönelik attığı sloganları biliyorsunuz. Karpaz’ı alacağız diyorlar. Ersin Tatar olarak söylüyorum, ne Güzelyurt’tan ne Lefke’den, ne Karpaz’dan, ne Lefkoşa’dan, ne Gazimağusa’dan ne Lapta’dan, ne İskele’den, ne de Girne’den vazgeçeriz. Hodri meydan cesareti olan çıksın da vereceğim desin bakalım verebiliyor mu… Sizler yıllarca, bu güzelim topraklar, bereketli topraklar Rum’a bir gün verilecek diye evlerinizi bile inşa edemediniz, yenileyemediniz. Soruyorum bu bereketli toprakları Rum’a vermeye razı mıyız? Buna izin verecek miyiz? Hayır asla vermeyeceğiz.” diye konuştu.
CTP adayının eski anlaşmaları referans göstermesine de tepki gösteren Tatar, “CTP’nin adayı diyor ki Crans Montana’da nerede kaldıysak oradan başlayacağız diyor. Yahu olmamış anlaşmanın bırakıldığı yerden başlarsan Rum hep alacaklı çıkar. Kıbrıs Türkü hep borçlu kalır. Böyle yöntem olur mu? Böyle anlaşma olur mu? Olmaz. Asla izin vermeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
KAPSAMLI ALTYAPI VE HİZMETLER DEVAM EDECEK
Tatar, Lefke ve KKTC genelindeki projeleri de şöyle aktardı: “Şu ana kadar pek çok büyük altyapı yatırımının önünü açtık. Peki bunu nasıl yaptık? Türkiye’nin desteğiyle yaptık. Türkiye ile kurduğumuz güçlü ilişki ve bağlar olmasaydı bunlar bu kadar hızlı biçimde yapılabilir miydi? Cumhurbaşkanı olarak bunların gerçekleşmesi yönünde sayın Erdoğan ile büyük çaba harcadım. Yeniden seçildiğimde de laf değil iş yapmaya devam edeceğim. KKTC’nin sağlık alt yapısı daha da büyüyecek. Yol ve ulaşımda beş yıl içinde daha büyük adımlar atılacak. Enerjide, su temininde daha büyük gelişmeler olacak. Fiber optik altyapı bunun son örneğidir. 5 yıl içinde KKTC’de süper hızlı internet altyapısına kavuşacak. Sadece evler değil, okullarımız ve üniversitelerimiz de bu altyapıdan en iyi biçimde faydalanacak. Lefke ile Güzelyurt’u birbirine bağlayan yeni yol tamamlandı biliyorsunuz. İnşallah önümüzdeki dönemde burada Lefke’nin sizlerin ihtiyacına göre yepyeni bir okul da inşa edeceğiz.”
KADERİMİZİ BAŞKASININ İRADESİNE Mİ BIRAKACAĞIZ?
Tatar, Lefke mitingini şu sözlerle noktaladı: “İşte ben bu eserlerin ve hizmetlerin peşindeyim. Boş sözlerin değil. Yeni Cumhuriyet yerleşkemizi açtık. Yeni Meclis binamızı açtık. Devasa Cumhuriyet Parkımızı, Milli Kütüphanemizi yaptık, yapıyoruz. İnşallah açılışını da hep birlikte yapacağız. Öğretilmiş çaresizliğe razı olmayacağız. KKTC olarak Kıbrıs Türk Halkı olarak Lefkeliler olarak özgüvenle, kendimize inanarak gasp edilen bütün haklarımızı Rum’dan alacağız. Bu kadar net söylüyorum. Seçim günü sandığa gittiğinizde vereceğimiz karar şudur: Kaderimizi başkasının iradesine mi bırakacağız yoksa kendi geleceğimizi kendimiz mi belirleyeceğiz? Hepinize, güzel Lefkemize, en samimi teşekkürlerimi sunuyorum. Sağ olun, var olun…”
