Kıbrıs Türk Basın Konseyi Başkanı, Dünya Basın Konseyleri Birliği Başkanı, Prof. Dr. Şule Aker, “ hiçbir basın organı ve basın yayın mensubunun başka bireylere ve/veya kurumlara “küfür, aşağılama ve hakaret” içeren tanımlamalarda bulunamayacağını” belirtti.
Şule Aker yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
Kıbrıs Türk Basın Konseyi ve Dünya Basın Konseyleri Birliği, Küresel Basın Etik ilkelerinin uygulanması için 25 yıldır gayret göstermektedir. Son günlerde gazeteci Ali Kişmir’in bir yazısı nedeniyle mahkemeye verilmesi de basın etik kurallarının ne derece önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu çerçevede birkaç basın etik ilkesini anımsatmakta yarar vardır. Öncelikli olarak hiçbir basın organı ve basın yayın mensubu başka bireylere ve/veya kurumlara “küfür, aşağılama ve hakaret” içeren tanımlamalarda bulunamaz. Ve basın yoluyla başka kişilerin ve/veya kurumların saygınlığını rencide etmeye kalkışamaz.Basın özgürlüğü hiçbir zaman basın mensubuna küfür etmek, diğer kişileri ve kurumları aşağılamak veya hakaret etmek hakkını vermez. Basın özgürlüğü, basın mensuplarının, karşılıklı saygı çerçevesinde, doğru bilgilere dayalı olarak, dengeli ve adil bir şekilde görüşlerini özgürce ifade edebilmelerinin çerçevesini çizer. Mahkeme konusu olan bir olay hakkında yargıyı etkilemeye yönelik yayınlar yapılamaz. Bu ilkeleri anımsatarak, Sayın Ali Kişmir’in Türk Ordusunun uhdesinde bulunan Beyaz Ev hakkında “Genelev” tanımlamasında bulunması ve o mekanda yer alanlara da “fahişeler” şeklinde hitap etmesi yukarıda anmsatılan basın etik ilkeleriyle ne kadar uyumludur? Bu şekilde kullanılan ifadeleri “basın özgürlüğü” sayılıp, sayılmayacağı da Saygıdeğer Yargımızın değerlendirmesi aşamasındadır. Bu yüzden, bu konuda yorum yapmak ve görüş belirtmek doğru olmayacaktır. Bu ülkeyi, birbirine saygı duyan, mutlu ve dayanışma içinde yaşayan bireylerin oluşturduğu bir ortama taşımak hepimizin görevidir. Bazı kişi ve kesimlerin vatandaşlara ve devlet kurumlarına hakaret etmesi ve aşağılaması, hiçbir medeni devlet ve toplumda kabul göremez.