Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, BRT’de katıldığı Manşet + programında Kıbrıs sorunu, güven yaratıcı önlemler ve ilk 100 gün planına ilişkin açıklamalarda bulundu. Erhürman, teknik komiteler ve yönetim birimlerinin toplumun tüm kesimlerinden liyakat esasına göre tasarlanacağını da duyurdu.

Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, BRT’de yayımlanan ve Aziz Karaziz’in hazırlayıp sunduğu Manşet +” programına konuk oldu.

Programda ilk olarak seçim sonuçlarını, ilk hedeflerini ve Kıbrıs sorununa ilişkin önceliklerini değerlendiren Cumhurbaşkanı Erhürman, toplumun her kesiminden destek alarak farkla kazandıkları seçimlerin “değişim iradesinin” tüm ülkeye yayıldığını söyledi.

“BU SEÇİMİN KAYBEDENİ YOK; YALNIZCA BANA OY VERMİŞ DEĞİL, TOPLUMUN TAMAMINI TEMSİL EDECEĞİM”

Erhürman, tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacağı yönündeki taahhüdünü hatırlatarak, yalnızca kendisine oy verenlerin değil, toplumun tamamını temsil etmenin anayasal görevi olduğunu vurguladı.

“Bu seçimin kaybedeni yok” diyen Erhürman, kampanyalarının da kimseyi dışlamadan, toplumun tüm kesimleriyle birlikte yürümek üzerine kurulduğunu belirtti.

“KONUŞANDAN ÇOK DİNLEYEN BİR CUMHURBAŞKANI OLMAYI HEDEFLİYORUM”

Konuşmasında, toplumun daha özgür bir tartışma ortamına kavuşması gerektiğini vurgulayan Erhürman, “Konuşandan çok dinleyen bir Cumhurbaşkanı olmayı hedefliyorum” dedi.

Kıbrıs Türk halkının oy verirken tek motivasyonunun Kıbrıs sorunu olmadığını belirten Erhürman, seçim sürecinde toplumu kutuplaştırabilecek kavramların özellikle gündeme getirildiğini ancak kendilerinin bu tür tartışmalara girmediğini ifade etti. Erhürman bu konu hakkında “Alerjik hale getirilmiş kavramlar yerine içeriği anlattık, bu da toplumun geniş kesimlerinden onay aldı” ifadelerini kullandı.

“KIBRIS SORUNUYLA İLGİLİ OLARAK CUMARTESİ İTİBARIYLA TEKNİK ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”

Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yaklaşımlarını da açıklayan Erhürman, cumartesi itibarıyla bu konuda teknik çalışmaların başladığını belirtti.

Yaklaşan gayriresmî zirve öncesinde masadaki Güven Yaratıcı Önlemler’in yetersiz olduğunu söyleyen Erhürman, öncelikli olarak karma evliliklerden doğan çocukların mağduriyetleri gibi de insani konulara odaklanacaklarını kaydetti.

“LEFKOŞA’DA GÜVEN YARATICI ÖNLEMLERİN KONUŞULACAĞI, SÜREKLİ BİR DİPLOMATİK KANAL OLUŞTURULMALI”

Erhürman, bu tür konular için yurt dışına gitmenin gerekli olmadığını belirterek, Lefkoşa’nın bu diyalogların yürütülebileceği düzenli ve sürekli bir kanal haline getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Geçiş kapılarının da günlük yaşamı etkileyen ve “her iki taraf için de kazan-kazan sonuçları” doğurabilecek bir konu olduğunu söyleyen Erhürman, hem liderler hem de görüşmeciler düzeyinde sürekli bir istişare mekanizması oluşturulması gerektiğini ifade etti.

“MÜZAKERELERDE TÜRKİYE İLE YAKIN İSTİŞARE İÇERİSİNDE HAREKET EDECEĞİZ”

Müzakerelerde Türkiye ile yakın istişare içinde hareket edeceklerini söyleyen Erhürman, ilk resmî ziyaretinin bu hafta sonu veya önümüzdeki haftanın başında Türkiye’ye olmasının planlandığını belirtti.

Öte yandan, Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis ile de görüşeceğini açıklayan Erhürman, “Hiçbir diplomasi kanalından kaçmayacağım. Ne kadar çok diplomasi yapılırsa o kadar iyi.” dedi.

“DÖRT ÖN MÜZAKERE KOŞULUNU CTP GENEL BAŞKANIYKEN DE YETKİLİLERE SUNDUM”

Kıbrıs konusunda nasıl bir yol izleneceğine ilişkin değerlendirmesinde, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı sıfatıyla BM ve diğer uluslararası kurumlarla paylaştıkları dört ön müzakere koşuluna da değinen Erhürman, bunların “ön şart” değil, BM kararlarıyla uyumlu parametreler olduğunu vurguladı.

“Siyasi eşitlik bir BM parametresidir, hukuken bir pazarlık konusu değildir” diyen Erhürman, ilk görüşmede bu çerçeveyi muhataplarına detaylı biçimde aktaracaklarını belirtti.

“BM’NİN BİZİM ÖNERDİĞİMİZ FİKİRLERE KARŞI ÇIKMASI, KENDİ TALEPLERİNE KARŞI ÇIKMASI ANLAMINA GELMEKTEDİR”

Kıbrıs sorununda izleyecekleri politikanın, BM tarafından önerilen talepler çerçevesinde olduğunu ifade eden Erhürman, bu taleplerin kabul edilmemesi durumunda BM’nin kendi önerilerine karşı çıkacağı anlamına gelmeyeceğini ve böyle bir gelişmenin yaşanmasının beklenmediğini belirtti.

Mülkiyet meselesi ve Avrupa Parlamentosu’nda yaşanan gelişmeler üzerine değerlendirmelerde bulunan Erhürman, diplomatik süreçte zorluklar yaşandığını ancak geçmişi suçlamak yerine, Kıbrıs Türk halkına sorun yaratan gelişmelere karşı tüm diplomatik kanalları kullanarak çözüm önerilerini ilgili tüm taraflara ileteceklerini vurguladı.

“GYÖ’LER ÇÖZÜME YÖNELİK ATILAN ÖNEMLİ ADIMLARDIR; YAPACAĞIMIZ TÜM HAMLELER SONUÇ ODAKLI OLACAK”

Erhürman, bu bağlamda Güven Yaratıcı Önlemler’in gündelik hayatı kolaylaştıracak ve toplumlar arası teması güçlendirecek adımlar olduğunu ifade etti. Tam kapsamlı bir çözüm yerine bu önlemlerin, resmi müzakereler başlamadan önce pozitif adımların atılması, gündelik hayatın kolaylaşması ve güvenin artırılması açısından önemli olduğunu söyledi.

Çok basit gibi görünen bu güven artırıcı önlemlerin, çözüme yönelik çok önemli adımlar olduğunu ifade eden Erhürman, yapacağı tüm hamlelerin sonuç odaklı ilerleyeceğini ifade etti.

“YÖNETİM BİRİMLERİ VE TEKNİK KOMİTELER ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERLE LİYAKAT ESASLI ŞEKİLDE TASARLANACAK”

Programda son olarak ilk 100 gün programı kapsamında tanıttıkları birimlerin bu haftadan itibaren tasarlanıp, oluşturulacağını ifade eden Erhürman, Teknik Komitelerinde bu bağlamda yenilenerek toplumun tüm kesiminden, liyakat esaslı bir şekilde çalışmalara başlayacağını ifade etti.